Bir yıl önce uzaya çıkan Alper Gezeravcı’nın tarihi görevi, Türkiye’nin uzay hedeflerine ilham kaynağı oldu.
Alper Gezeravcı’nın uluslararası bir uzay misyonunda görev almasının üzerinden bir yıl geçti. Türkiye’nin ‘ilk astronotu’ olarak tarih yazan Gezeravcı, bu sürede bilime ve Türkiye’nin uzay vizyonuna önemli katkılar sağladı.
Bu tarihi misyon, Türkiye’nin uzaydaki varlığının somut bir göstergesi olmanın ötesinde, uzay teknolojilerine olan ilgiyi artırırken, bilim ve teknolojide yeni adımların atılmasına vesile oldu. Bir yıl önce tamamlanan bu görev, hem ulusal hem de uluslararası arenada yankı uyandırdı.
Alper Gezeravcı’nın uzaya çıktığı görev, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yönelik düzenlenen ve ticari astronotları kapsayan bir görevdi. NASA ve özel uzay şirketi Axiom Space’in işbirliğiyle hayata geçirilen bu görev, hem bilimsel araştırmalar hem de uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesi açısından büyük bir öneme sahip.
Gezeravcı, bu görevde Türkiye’yi temsil eden ilk astronot olarak yer aldı ve mikro yerçekimi ortamında gerçekleştirilen deneylerin bir parçası oldu. Görev sırasında, uzayda insan sağlığı ve teknolojik sistemlere yönelik çeşitli testler gerçekleştirildi.
Bu misyonun bir diğer önemli amacı, ticari uzay uçuşlarının geleceğini şekillendirmek ve ülkelerin uzay araştırmalarındaki kapasitelerini artırmak olarak öne çıkıyordu. Türkiye’nin de dahil olduğu bu uluslararası misyon, yerli uzay teknolojilerinin sınanması ve bilimsel verilerin toplanması için bir fırsat sundu. Görev, Axiom Space tarafından organize edilirken, NASA’nın teknik ve lojistik desteği de projeye büyük katkı sağladı. Türkiye’nin bu tür bir misyonda yer alması, ulusal uzay programı hedefleri açısından tarihi bir adım olarak kayıtlara geçti.
Gezeravcı’nın uzay yolculuğu, Türkiye’nin uzay politikalarında yeni bir çağın kapısını araladı. Türkiye, bu başarıyla uluslararası bilimsel arenada daha güçlü bir konuma yerleşirken, halkın uzaya olan ilgisini de artırdı.
Gezeravcı, Aksaray Bilim Festivali’ndeki söyleşi programında gençlere ilham vererek “”Bizim yaptığımız yolculuk bir yere varış hikayesi değil, sadece başlangıçtı. Biz, uzay alanına uzak bir ülke değiliz. Uzay alanında yaptığımız uydular yıllardır dünyanın farklı yörüngelerinde uçmaya ve ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. Bizim eksik olduğumuz sadece insanlı uzay görev alanıydı. Buna yönelik olarak da ocak ayında attığımız adımın ardından, ikinci adımı da yörünge altı araştırma uçuşuyla yaptık. Israrla söylüyorum, uzay yolculuğumuz sadece bir kerelik heves, bir görev değildi, bir hikayenin başlangıç noktasıydı. Çıktığımız uzay yolculuğunda, devletimizin iradesiyle varlık göstermeye devam edeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Bu görev, özellikle genç nesiller için bir ilham kaynağı oldu. Bilimsel projelere artan destek ve yeni nesil uzay teknolojilerine yönelik çalışmalar, Türkiye’nin gelecekte uzay alanındaki rekabetçi rolünü pek çok alanda desteklemeye devam ediyor.
Teknoloji ve yerli katkılar
Bu misyonun bir diğer önemli boyutu, yerli ve milli teknolojilerin görevin kritik aşamalarında kullanılmasıydı. Geliştirilen deneysel cihazlar ve yazılımlar, Türk mühendisliğinin bu alandaki potansiyelini gözler önüne serdi. Gezeravcı’nın görevi, bu teknolojilerin uluslararası bir misyonda başarıyla denenmesi açısından da önem taşıyor.
Axiom Space, uzay araştırmaları ve ticari uzay uçuşları alanında faaliyet gösteren ABD merkezli bir şirket. 2016 yılında Michael Suffredini ve Kam Ghaffarian tarafından Teksas eyaletinin Houston kentinde kurulduğu biliniyor. Şirket, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) ticari uçuşlar düzenlemenin yanı sıra, dünyanın ilk ticari uzay istasyonunu geliştirme hedefiyle çalışmalar yürütüyor.
Axiom Space, NASA ve diğer uzay ajanslarıyla işbirlikleri sayesinde, uzay sektöründe hızla büyüyen özel şirketlerden biri haline geldi. Türkiye’nin bu şirketle olan ortaklığı, uluslararası arenada daha fazla tanınmasını sağlamış ve gelecekteki projelere yönelik önemli fırsatlar sundu.
Bu görevin hayata geçirilmesinde, özel uzay şirketi Axiom Space ile kurulan ortaklık, Türkiye’nin uluslararası işbirlikleri konusundaki vizyonunu da gösterdi. Bu işbirlikleri, bilgi ve teknoloji transferinin ötesinde, gelecekteki projeler için de önemli bir temel oluşturdu.
Axiom gibi özel şirketlerin uzay çalışmalarındaki rolü artarken, Türkiye bu ortaklıklardan elde edilen bilgi birikimini kendi yerli projelerine entegre etmeyi hedefliyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin uzayda daha etkin bir oyuncu haline gelmesinin önünü açıyor.
Axiom Space Uluslararası İşbirliği Direktörü Necmettin Kaymaz, SAHA EXPO 2024 kapsamında düzenlenen “Uzay Ekosisteminin Gelişimi ve Uluslararası İşbirliği Fırsatları” panelinde önemli açıklamalarda bulundu.
Kaymaz, bugüne kadar üç insanlı uzay misyonu gerçekleştirdiklerini ve dördüncü misyonun 2025’in ortalarında planlandığını belirtti. Bu projeler aracılığıyla Türkiye dahil sekiz ülkenin temsil edildiğini vurgulayan Kaymaz, yeni misyonlarda üç farklı ülkenin astronotlarının daha katılım göstereceğini ifade etti. Bu açıklamalar, Axiom Space’in uluslararası işbirliklerine verdiği önemi ve Türkiye’nin uzay ekosistemindeki rolünü güçlendirme çabalarını yansıtıyor.
Necmettin Kaymaz Axiom Space’in Türkiye ile işbirlikleri hakkında verdiği röportajda, Axiom Space’in uzayda görev süresi dolacak ISS’in yerini alacak bir istasyon inşa ettiğini söyleyerek, “Modül üretimi Houston tesisimizde, ilk iki modülün birincil kabuk yapılarının imalatı da İtalya’daki Thales Alenia Space’te devam ediyor. İlk iki modülün İtalya’dan Houston’a teslimatı bu yılın sonlarında gerçekleşecek. İlk modülün 2026’nın sonlarına doğru ISS’e kenetlenmesi yolunda ilerleniyor. Axiom İstasyonu, 2030’a kadar ISS’in yerini almaya hazır olacak,” diye konuştu.
Alper Gezeravcı’nın uzaydaki tarihi yolculuğu, Türkiye’nin uzayda yeni hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemesini sağlayan bir mihenk taşı oldu. Bu başarı, sadece bir bireyin veya bir kurumun değil, bir milletin ortak hayalinin gerçeğe dönüşmesiydi. Gelecekte daha iddialı misyonlarla bu hayalin daha da ileriye taşınması bekleniyor.
Kaynak: 2N News
