Temiz enerjiye kablo yetmiyor

Yüksek gerilimli kabloların üretiminde yaşanan darboğaz, küresel temiz enerji projelerini yavaşlatıyor. Üretimin yavaşlığı ve Çin’in bu alandaki yükselişi sektörde tartışma yaratıyor.

Yüksek voltajlı elektrik kablolarına olan talep dünya genelinde rekor seviyelere ulaştı ancak bu talep artışına rağmen üretim kapasitesi sınırlı kaldığı için, kablo tedariği temiz enerji altyapılarının önündeki en kritik darboğazlardan biri haline geldi.

Bloomberg’in Zero podcast programında konuşan kablo üreticisi NKT’nin CEO’su Claes Westerlind, söz konusu yüksek voltajlı kabloların sanıldığından çok daha karmaşık ve özel üretim süreçlerine sahip olduğunu belirtiyor. Her proje için ayrı tasarım, test ve üretim gerekmesi, seri üretimin önüne geçiyor. Üstelik bu kablolar, deniz altına döşenebilecek kadar dayanıklı ve onlarca yıl hizmet verecek kadar güvenli olmak zorunda.

Küresel talep artıyor ancak kapasite yetersiz

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, 2040’a kadar dünya genelinde yaklaşık 80 milyon kilometrelik yeni enerji iletim altyapısı inşa edilmesi gerekiyor. Bu, bugüne kadar kurulmuş tüm enerji şebekelerinin toplam uzunluğuna eşit. Westerlind konuyla ilgili  “Talep açık. Ancak geçmişte yapılan yatırımlar karşılıksız kalınca üreticiler temkinli davranıyor,” ifadelerini kullanıyor.

Yüksek voltajlı doğru akım (HVDC) kabloları, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriğin uzun mesafelere iletilmesinde kritik öneme sahip. Alternatif akıma (AC) göre daha düşük kayıpla enerji taşıyabilen HVDC sistemleri, şebeke istikrarını artırmak için de tercih ediliyor.

Çin rekabeti ve stratejik endişeler

Podcastte dikkat çeken bir diğer başlık ise Çin’in sektördeki yükselişi. Westerlind’e göre Çinli üreticiler henüz HVDC teknolojisinde Batılı rakiplerinin seviyesinde olmasa da, daha basit ürünlerde agresif fiyatlandırma ile pazara girmeye çalışıyor. Bu durum Avrupa’da ve ABD’de stratejik özerklik tartışmalarını beraberinde getiriyor.

Yüksek gerilim kabloları için standart bir üretim modeli oluşturmak mümkün değil. Her hattın gücü, toprağın özellikleri, iklim koşulları ve coğrafi zorlukları birbirinden farklı. Bu da maliyetin ve üretim süresinin her proje için değiştiği anlamına geliyor. Westerlind, “Kablo başına birkaç yüz gram bakır bile tasarruf edilse büyük ölçekli projelerde bu milyonlarca dolara dönüşebilir,” diyerek neden her kablonun özel üretildiğini açıklıyor.

Enerji altyapısı gibi uzun vadeli planlama gerektiren alanlarda siyasal istikrarsızlık önemli bir risk unsuru. Westerlind, “Elektrik ticareti fiziksel bir gereklilik. Ama siyaset dört yılda bir değişirken, enerji projeleri onlarca yıl sürecek altyapı yatırımlarıdır,” diyor.

Kaynak: Bloomberg Zero Podcast