ABD’de araştırmacılar, yeni bir beyin-bilgisayar arayüzü geliştirerek nöroteknoloji alanında büyük bir atılıma imza attı.
ABD’de araştırmacılar, yeni bir beyin-bilgisayar arayüzü geliştirerek nöroteknoloji alanında büyük bir atılıma imza attı.
Kaliforniya Üniversitesi, Davis Tıp Merkezi’nden bilim insanları, bir ALS hastasının düşüncelerini gerçek zamanlı olarak konuşmaya dönüştüren beyin-bilgisayar arayüzü (beyin implantı) sayesinde yeniden konuşmasını sağladı.
Araştırmacılar, yapay zeka algoritmaları sayesinde hastanın konuşmaya çalıştığı anda hangi sesleri üretmek istediğini belirleyebildi. Önceki sistemler nöral sinyalleri metne çevirirken, bu yeni sistem tonlama, konuşma hızı ve hatta melodi içeren gerçek bir ses sentezliyor, böylece doğal bir sohbet deneyimi sunuyor.
Beş yıl önce konuşma yetisini kaybetmişti
47 yaşındaki iklim aktivisti Casey Harrell 5 yıl önce amiyotrofik lateral skleroz (ALS) nedeniyle sesini kaybetmişti. Bu nörodejeneratif hastalık, beyninin motor korteksi ile dilini, dudaklarını ve gırtlağını kontrol eden kaslar arasındaki bağlantıları zayıflattı ve anlaşılır kelimeler oluşturamamasına yol açtı.
UC Davis ekibi, ALS hastası gönüllünün beynine, konuşmadan sorumlu bölgesine cerrahi işlemle dört mikroelektrot dizisi yerleştirdi. Bu cihazlar, beyindeki nöron aktivitesini kaydediyor ve sinyalleri yorumlayarak sesi yeniden oluşturan bilgisayarlara gönderiyor. Sistem, nöral sinyalleri sadece 25 milisaniyelik bir gecikmeyle işitilebilir sese dönüştürüyor; bu süre bir insanın kendi sesini duymasıyla aynı gecikme süresine eşdeğer ve diğer implantlarla bildirilen gecikmelerden yaklaşık 40 kat daha hızlı.
Sistem, önceden bilinmeyen kelimeleri ifade edebilme, duygu aktarımı, soru sorarken veya cümle içinde belirli kelimeleri vurgularken ses tonunu değiştirebilme gibi yetenekler kazandırdı. Hasta ayrıca basit seviyede şarkılar söyleyebildi.
Dinleyiciler, kelimelerin yüzde 60’ını doğru anlayabildiğini bildirdi. Beyin implantı kullanılmadığında bu oran yüzde 4’tü.
Çalışmanın detayları, 12 Haziran’da Nature’da bir makaleyle yayınlandı.
Kaynak: Nature