Yunanistan’ın insansız hava araçları alanında ilerleme hedefi, mevzuat engelleri, bürokratik süreçler ve eğitim altyapısındaki eksikliklere takılıyor.
Yunanistan’ın insansız hava araçları alanında ilerleme hedefi, mevzuat engelleri, bürokratik süreçler ve eğitim altyapısındaki eksikliklere takılıyor.
Ukrayna’daki savaşla birlikte Avrupa’da yeniden hız kazanan savunma yatırımları ve insansız hava araçlarının (SİHA) sahadaki belirleyici etkisi, Yunanistan’da savunma politikalarının güncellenmesi gerektiğini ortaya koydu. Buna rağmen; mevzuat yapısı, bürokratik süreçler, dijital altyapı eksikliği ve kurumlar arası uyum sorunları, modernizasyon çalışmalarını yavaşlatıyor.
Yunanistan’ın yerli SİHA üretiminde anlamlı ilerleme sağlayabilmesi için en az üç yıllık bir zaman dilimi ve devlet kurumları ile askeri yapılar arasında güçlü bir koordinasyon gerektiği ifade ediliyor. Öte yandan bazı ülkelerin ihracat kapasitesine ulaşan sistemlerle sahada etkinlik sağladığı gözlemlenirken, Yunanistan hâlâ yasal prosedürler ve teknik gerekliliklerle uğraşıyor.
Pentapostagma’da yer alan bir habere göre, Yunan Savunma İnovasyon Merkezi’nin insansız deniz araçlarına ilişkin yaptığı çağrıya 31 firmanın başvuru sürecinde birçok belge ve resmi evrak hazırlamak zorunda kalması, savunma sanayii dijital altyapısında eksiklikler bulunduğuna işaret ediyor.
Pentapostagma’ya göre, bu durumun temel nedenlerinden biri, silah alımlarını düzenleyen 3978/2011 sayılı kanun. Mevzuat gereği, sistem alımları kamu ihalesi ya da doğrudan hibe yoluyla gerçekleştiriliyor ancak ihale süreçleri, itiraz yaşanmasa bile 2-3 yıl sürebiliyor. Süreç yargıya taşındığında bu süre 5 yıla kadar çıkabiliyor.
Ayrıca, ihale tamamlandıktan sonra yüklenici firmaların sistemleri kullanıma hazır hâle getirmesi için geçen süre de dikkate alındığında, tedarik süreçlerinin ciddi zaman kaybına yol açtığı görülüyor. Buna karşın ABD ve İsrail gibi ülkelerde “acil operasyonel ihtiyaç” gibi özel uygulamalarla bu süreçler hızlandırılabiliyor.
Pentapostagma’nın haberine göre, Yunanistan’da doğrudan alım yasağı yalnızca yerli firmalar için geçerli. Yabancı firmalarla yapılan devletler arası anlaşmalarda bu sınırlama bulunmuyor. Bu durum da sistem tedarikinde farklılıklar oluşturuyor.
Teknolojik dönüşüm açısından da bazı yapısal eksiklikler öne çıkıyor. Örneğin, insansız hava araçlarını kullanacak personelin özel sertifikalara sahip olması gerekiyor. Ancak bu eğitimlerin ordu içinde verilmemesi, dışardan temin edilmesini ve ek maliyetler doğmasını beraberinde getiriyor. Sertifikalı personel bulunsa dahi, deneme sahalarının kısıtlı olması da uygulamaları sınırlandırıyor.
Bir SİHA’nın test edilebilmesi için Savunma Bakanlığı’ndan özel izin alınması ve uygun atış sahasının tahsis edilmesi gerekiyor. Bu süreçler, yerli üretici şirketlerin test süreçlerini yavaşlatabiliyor.
Ayrıca, SİHA sistemlerinin silahlandırılması gibi görev tanımlarının mevcut kadro yapısında netleşmemesi de uygulamayı zorlaştırıyor. Eğitimli personel, uygun altyapı ve deneme sahalarının eksikliği, hızlı bir modernizasyonun önünde engel teşkil ediyor.
Yunanistan’da halen yaklaşık 82 insansız hava aracı bulunduğu tahmin ediliyor ve bunların çoğunluğu yalnızca keşif ve gözetleme amaçlı kullanılıyor. Bu sayının, teknolojik gelişmeler ve savaş doktrinlerindeki değişime yeterince hızlı yanıt verilip verilemeyeceği konusunda bazı soru işaretleri yarattığı belirtiliyor.
Kaynak: Pentapostagma