Yeni bir çalışma zihinsel kapasitenin gürültülü ortamda dinleme başarısını etkilediğini gösteriyor.
Yeni bir çalışma zihinsel kapasitenin gürültülü ortamda dinleme başarısını etkilediğini gösteriyor.
Yapılan yeni bir araştırma gürültülü ortamda konuşma algısı zorluğunun bilişsel yetenekle ilgili olabileceğini söylüyor.
Otizm, fetal alkol sendromu (doğum öncesinde maruz kalınan alkolün etkisiyle gelişimsel ve nörolojik bozukluklar yaşanması) ve “nörotipik” (otizm ya da başka bir nörogelişimsel farklılık taşımayan kişiler) kontrol grubundan oluşan üç grupla yapılan bir çalışmada, gürültülü ortamda anlama kapasitesinin bilişsel yeteneklerle ilişkili olduğu bulundu.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kulak burun boğaz ve baş-boyun cerrahisi alanında araştırma görevlisi Bonnie Lau, bulguların, entelektüel yeteneğin, karmaşık akustik ortamlarda insanların ne kadar iyi duyduklarını etkileyen değişkenler arasında olduğunu gösterdiğini söyledi.
PLOS one dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, tüm katılımcılar, klinik olarak normal işitmeye sahip olduklarını doğrulamak amacıyla öncelikle işitme testinden geçirildi. Ardından kulaklık takarak karmaşık bir dinleme görevi sunan bir bilgisayar programı testine girdi.
Katılımcılara önce birinci konuşmacının sesi tanıtıldı ve bu konuşmacıya odaklanmaları istendi. Aynı anda iki “arka plan” sesi daha devreye girdi ve tüm sesler eşzamanlı olarak konuştu. Ardından, katılımcılar kısa ve standart zeka testlerine tabi tutuldu.
Bu testte elde edilen puanlar, çoklu konuşmacı dinleme görevindeki performanslarla karşılaştırıldı. Doğrudan ölçülen zihinsel yetenek ile çoklu konuşmacı algısı arasında oldukça anlamlı bir ilişki bulundu. Zihinsel yeteneğin, üç grubun tamamında konuşmayı algılama eşiği ile anlamlı derecede ilişkisi saptandı.
Phys.org’da yer alan haberde görüşlerine yer verilen Lau “Konuşma akışlarını birbirinden ayırmanız gerekiyor. İlgilendiğiniz kişiyi belirleyip yalnızca ona odaklanmalısınız ve bu, rekabet eden diğer sesleri baskılamayı da içerir. Ardından, dilsel açıdan anlamanız gerekiyor; her bir ses birimini kodlamak, heceleri ve kelimeleri ayırt etmek. Bunun yanı sıra, semantik (anlamsal) ve sosyal beceriler de devreye giriyor. Bütün bu unsurlar, gürültülü ortamlarda iletişimin bilişsel yükünü artırıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Araştırmacılara göre çalışma aynı zamanda dinleme güçlüğü yaşayan herkesin işitme kaybı yaşamadığını da gösterdiğini söylüyor.
Araştırmacılar, daha düşük bilişsel yetiye sahip bireylerin, karmaşık dinleme durumlarında zorlanabilecekleri ortamların ayırt edilmesinin fayda sağlayacağını düşünüyor. Bu tür değerlendirmeler, örneğin bir çocuğun sınıfta ön sıraya alınması ya da işitme destek teknolojileri sağlanması gibi etkili müdahalelere alan açabilir.
Kaynak: Phys.org