Yorum

Yapay kaslar: Yumuşak robotlar için yeni bir adım

MIT mühendisleri, birden fazla yönde kasılabilen yapay kaslar geliştirerek yumuşak robotların hareket kabiliyetini artıracak bir adım attı. 

MIT’den Prof. Ritu Raman önderliğinde yürütülen çalışmayla araştırmacılar, gerçek kas dokularına benzeyen ve onlar gibi hareket edebilen yapay kaslar geliştirdi. Bu yeni teknoloji, yumuşak robotların daha esnek ve etkili bir şekilde hareket etmesini sağlayabilir. MIT’de yürütülen araştırmanın sonuçları Biomaterials Science dergisinde yayınlandı.

Vücudumuzdaki kaslar, milyonlarca lifin uyum içinde kasılıp gevşemesiyle hareket ediyor. Bazı kaslar tek bir yöne hizalanmışken, bazıları daha karmaşık desenler oluşturarak vücudun farklı yönlerde hareket etmesini sağlıyor. Bilim insanları, bu doğal kas sistemini taklit eden “biyohibrit” robotlar geliştirerek, dar ve esnek alanlardan geçebilen makineler yapmayı hedefliyor. Ancak bugüne kadar geliştirilen yapay kaslar sadece tek yönde kasılabiliyordu. Bu da bu tür robotların hareket kabiliyetini sınırlıyordu.

MIT mühendisleri, bu sınırlamayı ortadan kaldıracak bir yöntem geliştirdi. Yeni yöntem sayesinde yapay kas dokuları birden fazla yönde kasılabiliyor. Bunu göstermek için araştırmacılar, insan gözündeki irise benzeyen bir kas yapısı oluşturdu. İris, göz bebeğinin çapını kontrol eden bir kas tabakası ve hem dairesel hem de radyal yönde kasılarak genişleyip daralabilir. Araştırmacılar, yapay kasın da benzer şekilde kasılabildiğini kanıtladı.

Yumuşak robot nedir?

Prof. Ritu Raman (MIT)

Yumuşak robotlar, sert metal ve plastik parçalar yerine esnek ve uyumlu malzemelerden yapılan robotlar olarak tanımlanıyor. Geleneksel robotlardan farklı olarak, yumuşak yapıları sayesinde dar alanlardan geçebiliyor, hassas nesneleri kavrayabiliyor ve canlılar gibi hareket edebiliyorlar. Bu robotlar, biyomedikal uygulamalardan endüstriyel montaj hatlarına kadar çeşitli alanlarda kullanılabilir.

Bu biyo-mekanik başarıyı elde etmek için MIT ekibi, “damga” adı verilen yeni bir yöntem geliştirdi. Öncelikle, mikroskobik desenlere sahip küçük bir damga 3D yazıcıyla basıldı. Daha sonra bu damga, kas hücrelerini içeren bir hidrojel tabakasına bastırıldı. Hücreler, damganın oluşturduğu oluğular boyunca hizalanarak lif benzeri yapılar oluşturdu. Elektriksel veya optik uyarı verildiğinde bu yapay kaslar, doğal kaslara benzer şekilde kasıldı ve böylece birden fazla yöne hareket edebildi.

MIT Makine Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Ritu Raman MIT bültenine verdiği demeçte “Bu yöntemle, ilk kez birden fazla yönde kuvvet oluşturabilen iskelet kası destekli bir robot yapmayı başarabildik,” ifadelerini kullandı. Ekip, bu damganın farklı desenlerde üretilebileceğini ve farklı kas yapılarının geliştirilmesi için kullanılabileceğini belirtiyor. Hatta ilerleyen dönemlerde bu tekniğin sinir hücreleri veya kalp hücreleri gibi farklı biyolojik dokuların oluşturulmasında da kullanılabileceği öngörülüyor.

Biyolojik robotlar için potansiyel uygulamalar

Araştırmacılar, bu teknolojinin gelecekte hem tıp alanında hem de robotik sistemlerde önemli atılımlar yaratabileceğini söylüyor. Örneğin, sinir kas hasarı olan hastalar için yapay kas dokuları geliştirilebilir. Ayrıca, sert metal veya plastik parçalar içermeyen, tamamen biyolojik ve biyolojik olarak parçalanabilir robotlar üretilebilir. Bu tür yumuşak robotlar, su altında ya da dar alanlarda çok daha kolay hareket edebilir.

Prof. Raman “Geleneksel robotlar sert mekanik parçalarla yapılıyor ve bunlar genellikle çevreye zarar verebiliyor. Ancak biyolojik materyallerle yapılan robotlar, hem daha verimli hem de çevre dostu olabilir,” sözlerini kaydetti. 

Bu yeni yöntem, yumuşak robotların daha doğal ve esnek hareket etmesini sağlayarak gelecekte robotik ve tıp alanlarında devrim yaratabilir. Yapay kasların birden fazla yönde kasılabilmesi, biyohibrit makinelerin gerçek dokulara daha yakın bir performans sergilemesine olanak tanıyor. Araştırmacılar, bu tekniğin ilerleyen yıllarda daha karmaşık biyolojik yapılar geliştirmek için kullanılabileceğini düşünüyor.

Kaynak: MIT

Çin’den 6 bacaklı maden robotu 

Çinli bilim insanları, böceklerden ilham alarak 6 bacaklı “uzay madenciliği” robotunu geliştirdi. Robot bacakları sayesinde asteroitlerin yüzeylerinde rahatça hareket edebilecek.

Çin Küresel Televizyon Ağının (CGTN) haberine göre, Çin Madencilik ve Teknoloji Üniversitesi Profesörü Liu Xinhua liderliğindeki araştırma ekibi, yaygın olarak bilinen insansı robotlar ve robotik köpeklerden farklı bir yapıya sahip, yeni bir robot tasarladı.

Araştırmacılar, böcek hareketlerinden ilham alarak geliştirdikleri yeni uzay madenciliği robotunun mikro yer çekimli ortamda çalışmak üzere tasarlandığını kaydetti.

Ay’da ve asteroitlerde maden arama ve çıkarma işlemlerinde kullanılması amaçlanan robotun 3 tekerlek ve 3 pençeden oluşan 6 bacağı sayesinde asteroitlerin yüzeylerine sabitlenebildiğini ve kayalık alanlarda rahatça hareket edebildiğini aktaran araştırmacılar, “Mikro yer çekimi simülasyon deneylerini başarıyla gerçekleştirdik. Robot, simüle edilmiş Ay toprağı ortamında yürüyebildi, kendini yüzeye sabitleyebildi ve hatta örnekler toplayabildi. Bu da ilk tasarımımızın doğruluğunu kanıtladı.” ifadelerini kullandı.

Halihazırda patent başvurusu yapılan robotun gelecekteki “yıldızlararası madenciliğin” önünü açması hedefleniyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Teknoloji devlerinin insansı robot yarışı

Google’a bağlı Deepmind’in ürettiği Gemini, OpenAI’ın robotu “Figure” ve Tesla’nın Optimus’u ile teknoloji şirketleri yapay zeka destekli insansı robot alanında da rekabete girdi.

Yapay zeka alanında yaşanan büyük yarış Google, OpenAI ve Tesla gibi şirketlerin yapay zekayı fiziksel dünyayla buluşturma çabaları sonucunda robot alanında da yaşanmaya başladı.

Google’a bağlı şirketlerden biri olan DeepMind, robotlara özel yapay zeka modeli Gemini Robotics ve Gemini Robotics-ER’yi tanıttı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, her iki model de Google’ın bugüne kadarki “en yetenekli” yapay zekası olarak adlandırdığı Gemini 2.0 üzerinde çalışıyor. Google, yeni robotları Teksas merkezli robotik geliştiricisi Apptronik ile ortaklık kurarak geliştirdiğini vurguladı.

Şirket tarafından yayınlanan videoda yeni robotlar beslenme çantasına yiyecekleri dolduruyor, gelen komut üzerine muz ve üzüm gibi meyveleri farklı kaplara yerleştiriyor ve bir kâğıdı katlayabiliyor. Robotlar ayrıca, çevrelerinde bulunan bütün nesneleri doğru bir şekilde tanımlıyor.

Şirket açıklamasında, yapay zeka destekli robotların 3 temel özelliğe sahip olması gerektiği bunların da farklı durumlara uyum sağlayabilme, etkileşimli olma ve insanlar gibi nesneleri elleri ve parmaklarıyla düzenleyebilme olduğu belirtildi.

Figure AI, OpenAI ile olan işbirliğini sonlandırdı

Google’ın yapay zekadaki en büyük rakibi OpenAI şirketi de robotik teknolojilere büyük yatırım yapıyor. OpenAI’ın insansı robot geliştiricisi Figure ile yaptığı ortaklık sonucunda geçen yıl üretilen insansı robot “Figure 01” da yetenekleriyle büyük ilgi gördü.

Figure tarafından paylaşılan videoda, insansı robot yapay zeka desteği sayesinde tıpkı bir insan gibi konuşup, sohbet edebiliyordu. Videoda yer alan görüntülere göre, “Figure 01” çevresinde olan bütün nesneleri rahatlıkla tanıyıp yorumlayabiliyor, bir insan ile sohbet ederken aynı zamanda farklı işler de yapabiliyordu.

Ancak tüm bu gelişmelere rağmen ABD merkezli insansı robot şirketi Figure AI, OpenAI ile olan işbirliğini sonlandırdığını duyurmuştu.

Robot yarışında Musk, Optimus Gen 2 ile boy gösteriyor

Teknoloji dünyasının en ünlü isimlerinden biri olan ABD’li iş insanı Elon Musk da robot teknolojisine yatırım yapanlar arasında yer alıyor.

Elon Musk, Tesla’nın yıllardır beklenen insansı robotu Optimus Gen 2’yi geçen yıl düzenlenen “We, Robot” adını verdiği etkinlikte tanıtmıştı. Etkinlikte Optimus Gen 2 katılımcılara içecek servisi yapmış, sohbet etmiş ve dans eden kişilere eşlik etmişti.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Japonya’da yaşlanan nüfusun bakımını robotlar üstelenecek

Japonya, yaşlanan nüfusu ve hemşire açığına çözüm olarak yapay zeka destekli bakım robotları geliştiriyor.

Tokyo’da geliştirilen yapay zeka destekli AIREC adlı robot, ülkenin hızla yaşlanan nüfusu ve sağlık sektöründeki personel açığını telafi etmeyi amaçlayan bir çözüm olarak öne çıkıyor.

AIREC araştırmalarına liderlik eden Waseda Üniversitesi profesörü Shigeki Sugano, “Toplumumuzun yaşlanması ve düşük doğum oranları nedeniyle, tıbbi ve günlük bakımlar için robot teknolojilerine olan ihtiyaç giderek artacak” şeklinde konuştu.

Japonya, dünyanın en hızlı yaşlanan nüfuslarından birine sahip. Düşük doğum oranları ve azalan iş gücü nedeniyle yaşlı bakımı sektöründe büyük bir personel açığı oluşuyor. 

Japonya Sağlık Bakanlığı’na göre, 2024 yılında doğan bebek sayısının yüzde 5 oranında bir düşüşle 720 bin 988’e gerilemesi bekleniyor, bu da tarihi bir düşük seviyeyi işaret ediyor.

Bakanlık verilerine göre 100 yaşı aşkın nüfusun art arda 54 yıldır yükseldiği kaydedildi. Eylül itibarıyla ülkede 100 yaşını geçmiş nüfus 95 bin 119 olarak kayda geçti.

Ülkede “bir asrı devirenler”in nüfusu ülke tarihinde ilk kez 95 bini aştı. Geçen yılın verileriyle karşılaştırıldığında sayı 2 bin 980 arttı. 100 yaşın üzerindekilerin 83 bin 958’inin kadın, 11 bin 161’inin ise erkek olduğu kaydedildi.

Ülkede hemşirelik sektörü ise ciddi bir istihdam sorunu ile karşı karşıya. Hükümet verilerine göre, Aralık ayında her 4,25 hemşirelik pozisyonu için yalnızca bir başvuru yapılmış. Bu oran, ülkenin genel iş-başvuru oranı olan 1,22 ile karşılaştırıldığında oldukça düşük. Japonya’da yaşlı bakımı için geliştirilen robotların hem iç gücü hem de yaşlı bakımına çözüm sunması bekleniyor.

Kaynak: Reuters

Japonya’dan dünyanın en büyük biyohibrit robot eli 

Japonya’da bilim insanları, kas dokularını kullanarak hareket eden, şimdiye kadar geliştirilen en büyük “biyohibrit” robot elini üretti.

Resmi Kyodo ajansının haberine göre, Japonya’nın Tokyo ve Waseda Üniversitelerinden araştırmacılar, insan vücudundan alınan birden fazla ince kas dokusunu büyük tek bir kas işlevi görecek şekilde birleştirerek rulo haline getirdi.

Çalışma kapsamında araştırmacılar, laboratuvar ortamında üretilen kültürlenmiş rulo şeklindeki kas dokularını kullanarak hareket eden ve küçük nesneleri kavrama gibi bazı karmaşık parmak hareketlerini gerçekleştirebilen “biyohibrit” robot eli geliştirdi.

Araştırmacılar, türünün “en büyük” örneği olduğunu ifade ettikleri, ön kol dahil 18 santimetre uzunluğundaki robot elin birden fazla eklem kullanarak ayrı ayrı hareket edebilen 5 parmağa sahip olduğunu kaydetti.

Robotun dokularındaki kasılma kuvvetinin de insan vücudunda gözlemlendiği gibi zamanla azaldığını ve 10 dakikalık bir eylemin ardından yorgunluk belirtileri gösterdiğini aktaran araştırmacılar, robot elin performansının yaklaşık bir saatlik dinlendirilme sonrasında ise eski haline döndüğünü belirtti.

Araştırmacılar, geliştirilen bu teknolojinin insan benzeri robot ya da hassas protez el üretiminin önünü açabileceği değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Yerli motor gelecek vadediyor

Rotor’un geliştirdiği yerli hassas motor Rotor Motion’un, sivil endüstri, havacılık ve uzay, sektörlerinde kullanılması hedefleniyor.

Rotor’dan yapılan açıklamaya göre, YB Holding’in Rotor markasıyla geliştirdiği ürünler, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı’nda sergilendi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen YB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bakgör, Rotor şirketiyle savunma sanayisinde gerçekleştirdikleri yenilikçi projeler hakkında bilgi verdi.

Özellikle yerli ve milli teknoloji üretimiyle Türkiye’nin savunma sanayisindeki gücünü artırmayı hedeflediklerini belirten Bakgör, geliştirdikleri hassas motor teknolojisine değinerek 2 yıl önce teknolojiye yatırım yapma kararıyla melek yatırımcı olarak elektrikli motorlar alanına yoğunlaştıklarını vurguladı.

Gelinen noktada sıfır titreşimle çalışan ve hassas pozisyonlama kabiliyetine sahip motor ürettiklerini ifade eden Bakgör, motorun savunma sanayii, endüstriyel otomasyon, havacılık, uzay, otomotiv ve tıbbi cihazlar dahil olmak üzere farklı sektörlere geniş bir yelpazede kullanıldığını, yüzde 100 Türk mühendisliğiyle geliştirilen bu yeni nesil motorun, özellikle insansız hava araçları ve hassas robot teknolojilerinde kullanıldığının altını çizdi.

Bakgör, “Mühendislerimiz tarafından geliştirilen teknolojilerle Türk savunma sanayinin önde gelen firmalarıyla işbirliği içerisindeyiz.” ifadesini kullandı.

Rotor Motion olarak tasarlayıp ürettikleri yerli reaksiyon tekeri motoruyla uzay sistemleri alanında bir ilki başardıklarını ve ithalatı sıfıra indirmeyi hedeflediklerine dikkati çeken Bakgör, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Fergani Uzay firmasının uzay alanında gerçekleştirdiği yatırımlar, bizler gibi bu alanda yüksek teknoloji alt komponent yapan firmalara cesaret vererek, Türkiye’deki uzay ekosistemini büyütmektedir. Ayrıca TÜBİTAK Uzay ile geliştirdiğimiz yerli reaksiyon tekeri motorumuz uzaya çıkacak. Bu bizim için büyük bir gurur. Rotor Robotics olarak yerli üretim dijital asker olarak tanımlanan köpek robot projemizi tamamladık.”

Robot köpek mayın temizleyecek

Savunma Sanayii Başkanlığı ile birlikte yürütülen projeye ilişkin bilgi paylaşan Bakgör, bu projenin Türk mühendislerinin uzun yıllar süren emeğiyle ortaya çıktığını ve prototipinin başarıyla tamamlandığını anlattı.

Bakgör, “Robot köpeğimiz kullanım amacına uygun şekilde özelleştirilebilir olarak tasarlandı. Savunma sanayisi alanında ülkemizin önde gelen firmalarıyla mayın tarama, entegre güdümlü roket sistemleri gibi operasyon odaklı ortak projelerimiz devam ediyor.” bilgisini paylaştı.

Şirketin, uzay, savunma ve havacılık sanayisindeki hedeflerine değinen Bakgör, gelecekte yüksek katma değerli bir teknoloji şirketi olma hedeflerine yakın olduklarını vurguladı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Deprem hasar tespitinde yeni yöntemler

Karadeniz Teknik Üniversite’sinde geliştirilen robot köpekler ve yapay zeka yazılımı, hasar tespitinde kullanılacak. 

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi (DE-YAS) deprem sonrası hasar tespitinde kullanılması için robotik köpek ve yapay zeka destekli yazılımlar geliştirdi.

KTÜ rektörlüğünden yapılan açıklamaya göre, proje ile robotik köpekler ve yapay zeka kullanılarak, depremde hasar gören binalarda geleneksel gözlemsel hasar tespit yöntemlerine daha güvenli, hızlı ve otomatik bir alternatif sunulacak.

Proje ile afet sonrası süreçte, binalara müdahale ve onarımlarının hızlandırılması hedefleniyor. KTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi ve Araştırma Üniversiteleri Destek Programınca (BAP13) desteklenen proje ile Türkiye’de ve dünyada bir ilk gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.

Açıklamada, Rektör Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’nın şu görüşlerine yer verildi:

“Ülkemiz, önemli bir deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle ülkemizin her bölgesinde can ve mal kayıplarına yol açabilecek depremlere hazırlıklı olmalıyız. Üniversitemizin İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, özellikle 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’ne uzun süre destek verdi. Bu süreçte karşılaşılan aksaklıklara çözüm üretmek ve yapı sağlığını doğru belirleyerek bakanlığımıza destek olmak amacıyla bu projeyi hayata geçiriyoruz.”

KTÜ DE-YAS Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık ise proje ile deprem sonrası hasar gören binalarda yapılan gözlemsel hasar tespiti çalışmalarına alternatif olarak hızlı, güvenilir ve otomatik bir karar destek sistemi oluşturmanın amaçlandığını kaydetti.

Altunışık, projeye ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Projede kullanılacak robotik köpekler yardımıyla hasarlı binaların etrafında ve iç mekanlarında yüksek çözünürlüklü görüntüler toplanacak, insan müdahalesi azaltılacak ve bu görüntüler yapay zeka algoritmalarıyla analiz edilerek hasar tespit çalışmalarına katkı sağlanacak. Özellikle 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından yaklaşık 2,6 milyon binada hasar tespit çalışmaları yapılmış, bu süreçte 10 bin teknik personel görev almış ve binaların yüzde 5-10’u yeniden incelenmiştir. Bu bağlamda, proje kapsamında geliştirilen karar destek sisteminin önemi daha da artmaktadır. Ayrıca, robotik köpek sayesinde artçı depremler sırasında bina içerisine girip risk altında çalışmanın önüne geçilebilecektir.”

Proje yürütücüsü Prof. Dr. Kemal Hacıefendioğlu da projenin hem kullanılan yöntemler hem de sunduğu çözümler açısından dünya çapında bir ilk olduğunu kaydetti.

İlk aşamada robotlar, hasarlı yapıların etrafında gezerek dış görüntüleri toplayacak. Dış veriler yetersiz kalırsa, robotik köpekler binanın iç mekanlarına girerek ek görüntüler alacak. Görüntüler, yapay zeka algoritmaları ile analiz edilerek hasarın türü ve şiddeti belirlenecek.

Proje kapsamında kullanılacak derin öğrenme algoritmaları, büyük veri kümeleri üzerinde eğitilecek ve hasarın boyutları son derece hassas bir şekilde tespit edilecek.

İkinci aşamada, proje kapsamında geliştirilecek yazılımın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın mevcut hasar tespit sistemine entegre edilmesi planlanıyor. Bu sayede afet sonrası yapılarda gerçekleştirilen çalışmalar hızlanacak ve yapıların onarım süreçleri daha hızlı tamamlanacak. 22 Ocak 2024’te başlayan projenin, 22 Ocak 2027’de tamamlanması hedefleniyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Genç mühendislerden CNC makineleri ihracatı

Bursa’da genç mühendisler, kurdukları firma bünyesinde masaüstü CNC makinesi üretip, yurt içi ve yurt dışında müşterilerine gönderiyor.

CNC (Computer Numerical Control), yani bilgisayar programı yardımıyla, çeşitli malzemeleri (metal, ahşap, plastik vb.) yüksek hassasiyetle işleyen otomatik tezgahlar imal eden 5 genç mühendis, ürettikleri makineleri ihraç ediyor.

CNC makinesi tasarlayıp üretmek için bir araya gelen genç mühendisler, yaklaşık iki yıl süren AR-GE çalışmalarının ardından Nilüfer ilçesinde kurdukları tesiste seri üretime başladı.

CNC makinesi imal eden 5 genç mühendisten biri. Fotoğraf: Anadolu Ajansı.

Masa yüzeyi boyutlarında pirinç, alüminyum ve demir parçaları işleyebilen 4 eksenli CNC makinesi imal eden mühendisler, ürünün Amerika merkezli ödüle dayalı fonlama sitelerinde tanıtımını yapıp satış gerçekleştirdi.

Yurt içinden ve 32 ülkeden 150 makine siparişi alan mühendisler, bazılarının üretimini tamamlayarak müşterilerine ulaştırdı.

Firmanın ortaklarından otomasyon mühendisi Avni Pazarbaşı, ekipteki arkadaşlarının daha önce savunma sanayii projelerinde ve AR-GE çalışmalarında yer aldığını söyledi.

Bu süreçte prototipleme faaliyetlerinde tasarladıkları ürünleri üretmekte oldukça zorlandıklarını belirten Pazarbaşı, “Küçük boyutlu bir tezgah yaparsak kendi ürünlerimizin prototipini rahatça yapabiliriz diye düşünürken bu ihtiyacı fark ettik. Kendi ihtiyacımızdan hareketle bu ürün ortaya çıktı.” dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Doğanın internetiyle çalışan robotlar

Cornell Üniversitesi’nde istiridye mantarından elde edilen miselyum robotları çalıştırmak için kullanıldı. 

Cornell Üniversitesi araştırmacıları, mantarlar tarafından kontrol edilen doğadan ilham alan ve doğayla bütünleşen robotlar geliştirdi. Robotların geliştirilmesinde mantarlara dair en gizemli yapılardan biri olan miselyum kullanıldı. 

Miselyum, toprak altında bulunan, mantarların gövdelerini birbirine bağlamak, besin emilimini sağlamak ve organik madde üretmekle görevli olan bu yapı doğanın interneti diye de adlandırılıyor. Bir yandan, miselyum yapı malzemesi teknolojisinde de kullanılabiliyor. Bunun temel sebebi, ateş, su ve küfe karşı çok dayanıklı olması. 

Cornell Üniversitesi’nde yapılan çalışmalarda,  bitki, hayvan ve mantar hücrelerini sentetik malzemelerle birleştirerek biyohibrit robot olarak adlandırılan tekerlekli bir robot geliştirildi. Miselyumun tıpkı beynimizdeki nöronların birbiriyle iletişim kurmak için yaydığı uyarılar gibi çevredeki değişikliklere yanıt olarak yaydıkları elektriksel uyarılar kullanılıyor. 

Miselyumun elektriksel uyarıları robottaki yazılım tarafından dijital komutlara dönüştürülüyor. Cornell Üniversitesi’nden bilim insanları bu robotun temel olarak okyanus keşfi ile ilgili çalışmalarda kullanılmak için tasarlandığını ve biyohibrit alanında umut vadettiğini ifade ediyor.

Kaynak: Science Robotics

EN ÇOK OKUNANLAR

Yarını bugünden anlatıyoruz

Mail adresiniz ile bültenimize kayıt olun.