Özel haber: Yapay zekanın bilinçsiz kullanımı araştırma ve eleştirel düşünme becerilerini köreltiyor. Yapay zekanın insan davranışlarına etkilerini ve bilinçli kullanım yollarını yapay zeka uzmanı Alim Çekildaş ile konuştuk.
Özel haber: Yapay zekanın bilinçsiz kullanımı araştırma ve eleştirel düşünme becerilerini köreltiyor. Yapay zekanın insan davranışlarına etkilerini ve bilinçli kullanım yollarını yapay zeka uzmanı Alim Çekildaş ile konuştuk.
Yapay zeka teknolojileri, günlük yaşamı kolaylaştırırken, insanların düşünsel ve fiziksel aktiviteleri üzerindeki etkileri giderek daha fazla tartışılıyor. Bu teknolojilerin bilinçsiz ve aşırı kullanımı, kullanıcıların özgün düşünme yetilerini ve yaratıcı problem çözme becerilerini zayıflatma riski taşıyor.
Özellikle zihinsel üretime dayalı alanlarda, yapay zekanın sunduğu otomasyon ve kolay bilgi ulaşımı, kullanıcıları derinlemesine düşünme ve analitik sorgulama süreçlerinden uzaklaştırıyor. Bu durum, yüzeysel bilgi tüketiminin artmasına ve kullanıcıların eleştirel düşünme reflekslerinin zayıflamasına neden oluyor.
Ocak ayında ChatGPT’nin kısa süreli çöküşü ve öğrencilerin sosyal medya hesaplarından buna gösterdiği tepki teknolojinin öğrenme süreçlerine etkisini açıkca gözler önüne serdi.
ChatGPT’nin düşünme becerileri üzerindeki etkisini 2N News’e değerlendiren Yapay Zeka Uzmanı Alim Çekildaş “Yapay zekayı asistan olarak kullanabilirsiniz, araştırma yaparken fikir almak ya da uzun bir listeyi hazırlatmak için harika bir araçtır. Ancak her işi yapay zekaya devrederseniz, özgün düşünce ve yaratıcılık kaybolur. Özgün işler ortaya koymak için kendi düşüncelerimize ve emeğimize ihtiyaç duyarız.” ifadelerini kullanıyor.
Bilinçsiz kullanım düşünsel becerileri zayıflatıyor
Öğrenciler için yapay zeka araçları büyük bir destek sağlarken, aşırı kullanımı öğrenme süreçlerini sekteye uğratabiliyor. Çekildaş, öğrencilerin ödev yaparken ya da bilgiye ulaşırken yapay zekaya tamamen bağımlı hale gelmelerinin, araştırma ve problem çözme yetilerini körelttiğini belirtiyor:
“Eskiden insanlar kaynakları uzun uzun okuyup karşılaştırırdı. Şimdi ise yapay zeka size doğrudan bilgi sunuyor. Ancak bu bilgi çoğu zaman yüzeysel ve derinlikten yoksun. Üstelik bilgiye ulaşmak bu kadar kolay olduğu için bireylerin sabır, odaklanma ve eleştirel düşünme becerileri giderek azalıyor.”
Özellikle akademik hayatta, öğrencilerin ödevlerini ya da araştırmalarını büyük ölçüde yapay zekaya yaptırması, bilginin kalıcılığını azaltıyor. Çekildaş, öğrencilerin yapay zekadan aldıkları bilgileri olduğu gibi kullanmalarının, öğrenme sürecini olumsuz etkilediğini vurgulayarak “Öğrenciler, yapay zeka tarafından sunulan bilgileri olduğu gibi alıp kendi düşünceleriyle harmanlamadığında, öğrenme süreci zarar görüyor.” diyor.
Son yıllarda, öğrenciler ödevlerini yaparken araştırma yapma alışkanlıklarını terk ederek doğrudan yapay zekanın sunduğu cevaplara yöneliyor. Bu durum, derinlemesine analiz yapma ve bilgiyi yorumlayarak öğrenme becerisini olumsuz etkiliyor.
Ödev ve projelerde yapay zekaya aşırı bağımlı hale gelen öğrenciler, kendi düşüncelerini geliştirmek yerine doğrudan alıntılar yaparak öğrenme sürecini yüzeyselleştiriyor. Uzmanlar, uzun vadede bu durumun öğrencilerin eleştirel düşünme yetilerini köreltebileceği konusunda uyarıyor.
Çekildaş, yapay zekanın sağladığı bilgilerin hızlı ve pratik olmasının cazip gelse de, öğrenme sürecinin en önemli unsurlarından birinin bireysel çaba olduğunu belirterek “Emek verilerek ulaşılan bilgi daha kalıcıdır. Ancak yapay zekadan gelen hazır bilgiler hızla unutuluyor.” diyor.
Yaratıcılık ve üretkenlik risk altında
Yapay zeka yalnızca öğrenciler için değil, yaratıcı profesyoneller ve bilgi çalışanları için de bir tehdit oluşturabilir. Tasarımcılar, yazarlar ve içerik üreticileri yapay zekadan destek alırken, tamamen bağımlılık özgün olmama riskini ortaya çıkarıyor.
Çekildaş, yapay zekanın yaratıcılığı öldürme riskini şu örnekle anlatıyor:
“Bir arkadaşım süs eşyaları tasarlıyor. Asıl tasarım işini kendisi yapıyor, ancak arka planı tasarlamak gibi zaman kaybettiren işleri yapay zekaya bırakıyor. Bu ona daha yaratıcı projelere odaklanma fırsatı sunuyor. Ancak, asıl yaratıcı işi de yapay zekaya bırakırsa, bu durum üretkenliği değil, bağımlılığı teşvik eder.”
Yapay zeka sistemlerinin çoğu, büyük veri setlerinden öğrenerek çalıştığı için mevcut içerikleri analiz ediyor ve bunlardan yeni çıktılar üretiyor. Bu da, orjinal ve yaratıcı düşüncenin zamanla azalmasına neden oluyor.
Çekildaş, “Yapay zekayla yüzlerce iş üretebilirsiniz ama bunların çok azı gerçekten özgün olur. Çünkü yapay zeka, daha önce gördüğü veriler üzerinden hareket eder.” diyerek, bu teknolojinin ürettiği içeriklerin büyük ölçüde mevcut bilgilere dayandığını ve yaratıcı düşünce gerektiren işlerde özgünlükten uzaklaşabileceğini belirtiyor.
Yapay zeka, zaman kazandıran bir araç olarak kullanıldığında verimliliği artırabilirken, aşırı bağımlılık durumunda kullanıcıların üretkenliklerini ve düşünsel becerilerini olumsuz etkileyebiliyor.
Teknolojiye tamamen güvenerek hareket eden kullanıcılar, temel becerilerini geliştirme ihtiyacı duymadan yapay zekaya bağımlı hale gelebiliyor. Bu durum, özellikle problem çözme, analiz yapma ve yaratıcı düşünme gibi becerilerin zamanla körelmesine neden oluyor.
Öğrenciler ve akademik dünya için de benzer bir risk söz konusu. Bilginin hızla ulaşılabilir olması, öğrenme sürecini kolaylaştırırken, kullanıcıların araştırma yapma alışkanlıklarını kaybetmelerine neden oluyor.
Çekildaş, bu konuda teknolojinin bilinçli kullanımının önemini vurguluyor ve “Yapay zeka tembelliğe neden olabilir. Fakat insanlar başarılı işler üretmek için ona tamamen bel bağlamamaları gerektiğini zamanla anlayacaktır. Başarı ve özgünlük, bireyin kendi düşünce gücünden gelir.” diyor.
Çekildaş, kullanıcıların, yapay zekadan destek alırken aynı zamanda kendi üretkenliklerini geliştirmeleri ve bilgiyi işleyerek anlamlandırmaları gerektiğini dile getiriyor.
Sonuç olarak, yapay zeka, bilgiye erişim ve rutin işlerin otomasyonu gibi alanlarda büyük kolaylık sağlasa da, kullanıcıların düşünsel becerilerini geliştirmeyi ihmal etmeleri durumunda tembelliği teşvik ediyor.
Bu nedenle, teknolojinin etkili bir araç olarak kullanılması, ancak insanın kendi yaratıcı ve analitik becerilerini ön planda tutması, bireysel gelişim ve üretkenlik açısından kilit bir faktör.
Kaynak: 2N News