Yapay zeka sektöründeki ekonomik büyüme iş gücünü geride bırakıyor, peki servet dağılımı adil mi?
Yapay zeka sektöründeki ekonomik büyüme iş gücünü geride bırakıyor, peki servet dağılımı adil mi?
Yapay zeka (YZ) teknolojileri dünya ekonomisinde giderek daha fazla yer kaplıyor. Son yıllarda büyük teknoloji şirketleri, YZ’yi iş süreçlerine entegre etmek için milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Ancak bu teknolojik ilerlemenin gelir ve servet dağılımına etkileri konusunda farklı görüşler bulunuyor. Çinli araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir çalışma, yapay zekanın ekonomik büyümeyi desteklediğini ancak aynı zamanda servet eşitsizliğini artırdığını ortaya koyuyor.
Heliyon dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, Changzhou Üniversitesi’nden Feng Liu ve Shenzhen Üniversitesi’nden Chen Liang, YZ’nin ekonomik üretimde artan otomasyonu nasıl etkilediğini inceledi. Araştırmacılar, YZ’nin ekonomik çıktıyı artırdığını ancak gelir dağılımındaki uçurumu derinleştirdiğini gösteren bir model geliştirdi. Çalışma, bireylerin hem emek hem de sermaye piyasalarından gelir elde etme yeteneklerinin farklılıklarını göz önüne alarak, servet eşitsizliğinin zaman içindeki değişimini inceliyor.
Araştırmacılar, analizlerinde 2010 yılına ait Çin verilerini kullanarak bir dinamik genel denge modeli oluşturdu. Genel denge modeli, ekonomideki tüm piyasaları ve aktörleri birbiriyle ilişkili olarak inceleyen bir ekonomik analiz yöntem olarak tanımlanıyor. Bu model, sürekli zaman değişkeniyle çalışarak YZ’nin ekonomik dengeler üzerindeki etkisini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor. Model, YZ’nin sermaye sahipleri için getiri oranlarını artırdığını, ancak emek gelirlerinin aynı hızda yükselmediğini gösteriyor. Yani büyük şirketler ve yatırımcılar, YZ’nin sağladığı verimlilik artışından daha fazla fayda sağlarken, iş gücüne dayalı gelirler geride kalıyor.
Çalışmada, teknolojik ilerlemenin “Hicks-nötr” bir şekilde gerçekleşmesi durumunda ekonomik büyümenin daha dengeli olabileceği belirtiliyor. Hicks-nötr teknolojik değişim, iş gücü ve sermayenin verimliliğini aynı anda artırarak herhangi bir tarafın lehine dengesizlik yaratmayan bir gelişim olarak tanımlanıyor. Hicks-nötr değişim, ne iş gücünün ne de sermayenin diğerine göre daha avantajlı olmasına yol açıyor. Araştırmacılar, bu tür teknolojik ilerlemelerin daha kapsayıcı bir ekonomik büyüme sağlayabileceğini vurguluyor.
YZ’nin otomasyona dayalı ilerlemeleri, genel ekonomik büyümeyi teşvik ederken eşitsizliği artırıyor. Ekonomik büyüme, bir ülkenin mal ve hizmet üretim kapasitesinin artması anlamına geliyor. Büyüme yaşandığında, genellikle ulusal gelir de artıyor. Ancak bu gelir herkes için eşit dağılmıyor. İşçi maaşları yükseliyor ancak sermaye gelirleri çok daha hızlı artıyor. Büyük teknoloji şirketlerinin YZ yatırımları için 2025 yılına kadar 300 milyar dolar harcama yapması bekleniyor. Bu durum, sermaye sahiplerinin kazancını daha da artırırken emek gelirlerinin görece düşük kalmasına neden oluyor. Araştırmacılar, bu dengesizliğin önüne geçmek için devletlerin ekonomik politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.
Çalışmanın yazarları, Çin’in servet eşitsizliğini azaltmak için YZ’nin getirdiği ekonomik büyümeyi yönlendiren politikalar uygulayabileceğini ifade ediyor. Özellikle “ikincil dağıtım mekanizmaları” yoluyla elde edilen kazançların daha adil bir şekilde paylaşılması öneriliyor. İkincil dağıtım mekanizmaları, devletin vergi ve sosyal yardım politikalarını kullanarak gelir dağılımını dengelemesi anlamına geliyor. Ayrıca, hükümetlerin teknolojik ilerlemeleri teşvik ederken aynı zamanda gelir eşitsizliğini azaltacak önlemler alması gerektiği vurgulanıyor.Sonuç olarak, YZ’nin ekonomik büyüme için büyük bir itici güç olduğu ancak mevcut gelir dağılımı dengesizliklerini de artırdığı görülüyor. Politika yapıcıların, YZ’nin getirdiği fırsatları değerlendirirken, aynı zamanda toplumsal refahı koruyacak ve eşitsizliği azaltacak stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Yapay zeka çağında ekonomik adaleti sağlamak, hükümetlerin ve özel sektörün ortak çabalarıyla mümkün olabilir.
Kaynak: Heliyon