Ya içimizden kara delik geçerse? 

Vanderbilt Üniversitesi’nden fizikçiler teorik bir gök cismi olan erken dönem kara deliklerin (primordial black hole) insan vücudunda bırakabileceği etkileri hesapladı.

Bilim insanları, teorik olarak var olduğu düşünülen küçük kütleli bir erken dönem kara deliğin (PBH – Primordial Black Hole) insan vücudundan geçmesi durumunda ortaya çıkabilecek etkileri inceledi. Çalışmada iki ana etki ele alındı: gelgit kuvvetleri (tidal forces) nedeniyle hücrelerin zarar görmesi ve şok dalgalarının (shock waves) vücutta yaratacağı yıkım. Araştırmanın sonucuna göre, şok dalgalarının oluşturduğu hasar, ölümcül etkiler açısından çok daha belirleyici oluyor. Sonuçlar Cornell Üniversitesi tabanlı arXiv sisteminde 27 Şubat 2025’te ön kabullü bir şekilde yayınlandı. 

Prof. Robert J. Scherrer (Vanderbilt University)

Erken dönem kara delikler, evrenin en erken dönemlerinde oluşmuş olabileceği düşünülen, yıldız kütleli kara deliklerden çok daha küçük olan teorik gök cisimleri olarak tanımlanıyor. Kütleleri bir atom ile Dünya’nın birkaç katı arasında değişebilir. Ancak bugüne kadar hiçbir erken dönem kara delik gözlemlendiği kaydedilmedi.

Astronomlar, belirli kütle aralıklarında erken dönem kara deliklerin var olup olmadığını dolaylı yöntemlerle test ediyor. Örneğin, Hawking radyasyonu nedeniyle, 10¹² kg’dan daha küçük kütleli bir kara delik, çoktan buharlaşmış olmalı. Öte yandan, 10²⁰ kg’dan büyük bir kara delik, Samanyolu’ndaki yıldızların ışığını bükerek bir mercekleme etkisi yaratmalıydı. Fakat bu tür bir etki bugüne kadar tespit edilmedi.

Bazı bilim insanları, erken dönem kara deliklerin karanlık madde ile bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Bu teori doğruysa, bu kara deliklerin kütleleri 10¹³ ile 10¹⁹ kg aralığında olmalı. Bu da asteroitlerle benzer kütlelerde olduğu anlamına geliyor.

İnsan vücudu üzerindeki muhtemel etkiler

Araştırmacılar, insan vücudundan geçen bir erken dönem kara deliğin etkilerini hesaplarken ederken iki ana faktöre odaklandı; gelgit kuvvetleri ve şok dalgaları. Kara deliğin bir cisme yaklaştığında, kütleçekiminin o cismin farklı noktalarına farklı kuvvetler uygulayacağı düşünülüyor. Araştırmacılara göre, eğer bu kuvvet farkı çok büyükse, madde parçalanabilir. Ancak asteroit kütleli bir erken dönem kara delik bir mikrometreden daha küçük çapta olacağı için, gelgit kuvvetleri yalnızca geçtiği noktada çok küçük bir alana etki edebilir.

Daha net bir hesaplamayla araştırmacılar eğer kara delik bir uzuvdan veya gövdeden geçerse, vücutta bir iğnenin açacağı kadar küçük bir delik bırakacağını söylüyor. Ancak beyinden geçmesi durumunda, beyin hücreleri daha hassas olduğu için, birkaç nanonewton büyüklüğündeki bir kuvvet bile ölümcül olabilir.

Şok dalgaları faktörü için araştırmacılar kara delik vücuda girdiğinde, yoğunluk dalgaları oluşacağını söylüyor. Bu dalgalar, hücrelerin fiziksel olarak zarar görmesine ve ısı enerjisi transferi nedeniyle ek hasara neden olabilir. Yapılan hesaplamalara göre, 22 kalibrelik bir merminin verdiği zararı oluşturabilecek bir şok dalgası için, kara deliğin yalnızca 1,4 × 10¹⁴ kg kütlesinde olması yeterli. Bu da erken dönem kara deliklerin var olabileceği tahmin edilen kütle aralığının içinde yer alıyor.

Araştırmaya göre teorik olarak küçük bir erken dönem kara delik bir insanın vücudundan geçerek ölümüne neden olabilir. Ancak bu ihtimal neredeyse sıfır. Eğer asteroit kütleli erken dönem kara delikler gerçekten varsa bile, uzayın büyüklüğü ve bu kara deliklerin muhtemel azlığı göz önüne alındığında, herhangi bir insanın hayatı boyunca böyle bir olayla karşılaşma ihtimali 10 trilyonda birden daha düşük. Sonuç olarak, bu senaryo bilim kurgu filmlerine konu olabilecek ilginç bir olay olsa da, günlük yaşamda endişe edilecek bir durum değil.

Kaynak: arXiv