1990’daki ünlü “soluk mavi nokta” görüntüsünü çeken Voyager 1 deki sorunlar giderilmeye çalışılıyor.
1990’daki ünlü “soluk mavi nokta” görüntüsünü çeken Voyager 1 deki sorunlar giderilmeye çalışılıyor.
NASA, 24 Ekim’de iletişimde yaşanan kesintilerin ardından Voyager 1 ile tekrar bağlantı kurmayı başardı. Güneş sistemi dışındaki ilk insan yapımı olan uzay aracı vericilerinden birini devre dışı bıraktı ancak mühendisler atıl ikinci verici üzerinden iletişimi yeniden sağladı.
Vericinin devre dışı kalmasının uzay aracının hata-koruma sisteminden kaynaklandığı düşünülüyor. Bu tür sistemler, uzay aracının içindeki ekipmanlardan bir ya da birden fazlasının belirlenen sınırlar dışında işlem yapması gibi durumlarda tetikleniyor.
Ne olmuştu?
Geçtiğimiz aylarda uzay aracından gelen verilerde anlam karmaşası yaratan bazı sorunlar belirlenmişti. Yaşanan kesintisinin sebebi, aracın ısıtıcılarından kaynaklı olduğu tespit edildi. Bundan dolayı ekip, aracın ısıtıcılarını açmak için 16 Ekim’de bir komut gönderdi. Komut ancak 23 saatte Voyager 1’e ulaştı.
18 Ekim’de NASA’nın Derin Uzay Ağı (Deep Space Network) Voyager 1’in sinyaline ulaşamadı. Mühendisler, daha düşük enerjili X-band sinyaline o gün içinde yakalamayı başardı.
Bir gün sonra 19 Ekim’de tüm iletişim kesildi. Bunun üzerinde aracın ikinci kez hata-koruma moduna geçtiği ve bu nedenle 1981’den beri kullanılmayan S-bandı sinyalini devreye aldığı tahmin edildi. Çok zayıf olmasına rağmen Derin Uzay Ağı sinyali yakalamayı başardı.
Mühendisler, tekrar hata-koruma modu riskinden kaçınmak için X-bandını devreye alacak komut göndermek yerine 22 Ekim’de S-bandını doğrulayacak sinyali gönderdi.
S-bandı ve X-bandı vericileri, uzay araçlarının iletişiminde kullanılan farklı frekans aralıklarını ifade eder. Bunlar, uzay sondalarının Dünya ile veri alışverişi yapmasını sağlar. X-bandı vericisi, Dünya’ya yüksek hızlı veri aktarımı için kullanılırken, S-bandı daha düşük hızda veri iletebilir ve genellikle acil durumlar veya eski sistemler için yedek olarak kullanılır.
Ekip, aracın normale dönmesi için sorunun kaynağını ve potansiyel yazılım veya donanım sorunlarını belirlemek amacıyla detaylı incelemeler yapıyor. Görev ekibi, Voyager 1’in kalan sınırlı enerjisini ve sistemlerini en verimli şekilde kullanarak, bu öncü uzay aracının ömrünü uzatmayı hedefliyor.
İnsanlığın öncüsü
Bundan 47 yıl önce, 1977’de fırlatılan Voyager 1, dünya tarihinin en uzak mesafeye ulaşmış uzay aracı olarak tarihe geçti. Jüpiter ve Satürn gezegenlerini incelemek üzere gönderilen bu küçük uzay aracı, bilim dünyasına kazandırdığı sayısız keşifle insanlık tarihine damga vurdu.
Voyager 1, Jüpiter’in Büyük Kırmızı Leke’sini ve Satürn’ün halkalarını yakından inceleyerek gezegenler hakkında çığır açan bilgileri dünyaya gönderdi. Ancak onu asıl özel kılan, bu görevlerin ötesine geçip Güneş Sistemi’ni terk eden ilk insan yapımı obje olması.
Dünya’dan yaklaşık 24 milyar kilometre uzaklıkta seyreden Voyager 1, yıldızlararası uzaydaki sessiz yolculuğuna devam ediyor. Gemi, evrensel barış mesajı taşıyan ve 55 dilde selamlama içeren bir altın plaka taşıyor. Bu plakada ayrıca dünyanın sesleri, müzikleri, dünyanın yeri ve dönemin ünlü astronomu Carl Sagan’ın girişimiyle oluşturulmuş evrensel bir mesaj bulunuyor.
Kaynak: NASA