Türk savunma sanayi Avrupa’da etkisini artırıyor

Ukrayna’ya sağladığı askeri destekle dikkat çeken Türkiye, Avrupa savunma pazarında etkisini giderek artırıyor.

Yunanistan merkezli Kathimerini gazetesinde yayımlanan Stavros Yannidis imzalı değerlendirmede, Türkiye’nin savunma sanayisinin Avrupa’da büyük bir atılım yaparak önemli satış ve ortaklıklara imza attığı belirtildi. 

Analizde, geçmiş yıllarda yapılan anlaşma bilgilerine de yer verildi. 2021’de Polonya, NATO ve AB üyeleri arasında ilk kez Bayraktar TB2 SİHA’larını tedarik eden ülke oldu. 270 milyon dolarlık bu anlaşma kapsamında sipariş edilen 24 SİHA, 2024 Mayıs itibariyle tamamlandı. İlerleyen dönemde Romanya, 1.059 adet Kobra II zırhlı aracını kapsayan yaklaşık 940 milyon dolarlık bir sözleşme imzalarken Estonya da 230 adet Türk yapımı zırhlı aracı teslim almaya başladı.

Türkiye’nin ilk SİHA’sı Bayraktar TB2 (BAYKAR – Anadolu Ajansı)

Avrupa’daki en dikkat çekici gelişmelerden biri de Türkiye’nin ilk kez bir NATO/AB ülkesine, Portekiz’e, askeri gemi satışı gerçekleştirmesi oldu. STM, Portekiz Donanması için iki lojistik destek gemisi inşa etmek üzere anlaşma sağladı.

2024 yılında Türkiye’nin savunma ihracatı 7,1 milyar dolara ulaşarak bir önceki yıla göre büyük bir artış gösterdi. Avrupa’nın artan silahlanma ihtiyacı ve Türkiye’nin yerel ortak üretime açık tutumu, bu genişlemenin ana unsurlarından biri oldu. 

Baykar, TUSAŞ ve Roketsan etkisini artırıyor

Değerlendirme yazısında Baykar, TUSAŞ ve Roketsan gibi Türkiye’nin önde gelen savunma şirketlerinin Avrupa pazarında giderek daha fazla yer edinmeye başladığı belirtildi.  Bayraktar TB2’nin Avrupa’da öne çıkan ihracat ürünlerinden biri haline geldiği ifade edildi.

Baykar’ın Ukrayna’da inşa ettiği SİHA fabrikasının 2025’ten itibaren yılda 120 adet üretim kapasitesine ulaşacağı belirtilen yazıda, TUSAŞ’ın  T129 ATAK taarruz helikopterleri için Avrupa pazarına yönelik girişimlerde bulunduğu yazıldı. Roketsan da Avrupa’nın savunma tedarik zincirine entegre olarak Bayraktar SİHA’lara mühimmat sağlarken, Fransa ve İtalya ile ortak bir hava savunma sistemi geliştirmek için görüşmeler yürütüyor.

Türkiye, Macaristan ile de zırhlı araç üretimi konusunda ortaklıklar geliştirirken BMC ve Otokar gibi firmalar AB ülkelerinin ordularına zırhlı taşıyıcılar sağlıyor. Yunan basınına göre bu yaklaşım, Türkiye’nin savunma sanayisindeki engelleri aşmasını kolaylaştırıyor.

Türkiye’nin Ukrayna’ya askeri desteği

Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinin hemen ardından Ukrayna ordusu, Bayraktar TB2 SİHA’larını etkin bir şekilde kullanarak Rus tankları ve lojistik hatlarını hedef aldı. O tarihten bu yana Türkiye, Ukrayna’ya 35 Bayraktar TB2, 24 Mini-Bayraktar, Roketsan TRLG-230 roket sistemleri ve 200 BMC Kirpi zırhılı taşıyıcısı tedarik etti.

Ateş Serbest Tatbikatı’ndan ATAK taarruz helikopteri (Anadolu Ajansı )

Yannidis yazısında Ankara’nın resmi olarak tarafsız bir diplomasi izlese de Ukrayna’ya silah desteği konusunda önemli bir rol oynadığını belirtiyor.

Yunanistan’ın savunma sanayisinde geri kalmış yapısı

Türkiye’nin Avrupa’da yükselişiyle karşılaştırıldığında, Yunanistan’ın savunma sanayisi önemli zorluklarla karşı karşıya. Yerli üretim, silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kalırken Yunan savunma sanayisinin büyük projelerde etkili bir aktör olamaması geleceğe dair kaygıları artırıyor.

Kathimerini’nin analizine göre, Yunanistan milyarlarca dolarlık silah alımları yapmasına rağmen büyük ölçüde yabancı tedarikçilere bağımlı kaldı. Fransa’dan Rafale savaş uçakları, ABD’den F-16 modernizasyonları ve yeni fırkateynler satın aldı. Ancak yerli savunma sanayisini güçlendirmekte yetersiz kaldı. 

New Lınes Ensitüsü’nün yayınladığı rapora göre, Yunanistan, son yıllarda milyarlarca euro’luk savunma harcamalarıyla ordusunu modernize etmeye çalışsa da yerli savunma sanayisi ciddi sorunlarla boğuşuyor. Geçmişte özelleştirme ve siyasi kayırma nedeniyle sanayi kapasitesi zayıfladı ve yerli üretim azaldı.

Yine Kathimerini’nin raporunda yer alan bilgilere göre, halen hukuki süreçlerle uğraşan ELVO’nun belirsizliği sürerken, EAS’ın Avrupa’nın ASAP programına katılımı için gerekli yatırımlar henüz yapılmadığı da belirtiliyor. Yunan Havacılık Endüstrisi (EAV), F-16 modernizasyonu ve P-3 gözetleme uçakları gibi projelere odaklanırken, sınırlı kaynaklarla AR-GE yatırımlarını sürdürüyor. Özellikle anti-drone sistemleri geliştirme çabaları dikkat çekse de, bu projelerin uzun vadede Yunan savunma sanayisini güçlendirmek için yeterli olup olmayacağı belirsizliğini koruyor.

Kaynak: Kathimerini, Reuters, Anadolu Ajansı, Baykar, Defence News