Tanrı tarafından affedildiğine inanmak, bazılarını özürden uzaklaştırırken, bazılarını daha içten bir yüzleşmeye yönlendirebiliyor.
Tanrı’ya inanmak özür dilemeye engel mi?

Yeni bir araştırmaya göre, Tanrı tarafından affedildiğine inanan kişiler, yanlış yaptıkları kişilerden özür dileme konusunda her zaman istekli olmayabiliyor. Ama bu durum herkeste aynı şekilde işlemiyor. İnsanların iç dünyasındaki duygular, özellikle de minnettarlık ve alçakgönüllülük gibi hisler, bu davranışı etkileyebiliyor.
ABD’deki Pittsburgh Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada Hristiyan, Musevi ve Müslüman inancına sahip toplam 966 kişiyle iki ayrı deney gerçekleştirildi. Katılımcılardan, geçmişte bir kişiye haksızlık yaptıkları bir anı hatırlamaları istendi. Sonra bu olayla ilgili neler hissettikleri ve Tanrı’nın onları affedip affetmediğine inanıp inanmadıkları soruldu. Ardından, zarar verdikleri kişiye bir özür mektubu yazmaları veya yazmak isteyip istemedikleri istendi.
İlk bulgulara göre, Tanrı tarafından affedildiğini düşünen kişiler, genellikle kendilerini affetmekte daha rahat oluyor. Bu kişiler, başkalarından özür dilemeye o kadar da hevesli olmayabiliyor. Hatta yazdıkları mektuplar incelendiğinde, bu kişilerin daha az içten, daha az pişmanlık gösteren ifadeler kullandıkları görüldü.
Herkeste aynı etkiyi yaratmıyor
Ancak bu durum herkes için geçerli değil. Tanrı’nın affediciliğine inanan, içten bir minnettarlık ve alçakgönüllülük hisseden kişilerin, daha anlamlı özürler dilediği görüldü. Yani Tanrı tarafından affedildiğine inanmak, bazı insanlar için özür dilemeye engel olurken, bazıları için tam tersi bir şekilde, daha samimi ve onarıcı davranışlara yol açabiliyor.
Özür dilemek, kişinin sorumluluğu üstlenmesi ve karşısındaki kişiyle ilişkiyi düzeltmeye çalışması anlamına geliyor. Ancak kişi, Tanrı tarafından affedildiğine inanıyorsa, bu onun sosyal sorumluluklarını yerine getirme isteğini zayıflatabilyor.. Bu da uzun vadede ilişkileri olumsuz etkileyebiliyor.
Araştırmanın başındaki isim Justin M. Ludwig, “Tanrı tarafından affedildiğine inanmak, kişinin iç huzurunu sağlayabilir. Ancak bu, her zaman başkalarından da af dilemeye çalışacağı anlamına gelmeyebilir” diyerek bulguların iki yönlü doğasına dikkat çekiyor.
Ludwig ve ekibi, gelecekte farklı inançlara ve kültürlere sahip gruplarla da benzer araştırmalar yaparak bu ilişkinin daha genel geçer olup olmadığını araştırmayı hedefliyor.
Kaynak: SAGE Journals