Suriye’de yeni dönem: Bilimsel gelişim ve akademik kalkınma

Yıllar süren savaş ve siyasi karmaşanın ardından, Suriye’nin bilimsel topluluğu ve yükseköğretim sistemi yeniden inşa edilmeyi bekliyor.

Neredeyse 15 yıllık kanlı bir sürecin ardından 8 Aralık 2024, Suriye için bir çağın sonunu ve yeni umutların başlangıcını ifade eden tarihi bir gün oldu. Beşşar Esad rejiminin sona ermesiyle birlikte, Suriye’nin uzun süreli otoriter yönetimi son buldu ve ülke, savaşın harap ettiği yapıları yeniden inşa etme sürecine girdi. Bu yeni dönem, Suriye’de bilimsel topluluğun ve yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmasını da gündeme getirdi.

Bir zamanlar Ortadoğu’nun gelişmiş yükseköğretim sistemlerinden birine sahip olan Suriye’de, bilimsel topluluk ve eğitim sistemi savaşın çıkışından bu yana ciddi yıpranmaya maruz kaldı. Cambridge Üniversitesi’nin 2019’da yayınladığı bir rapora göre, Suriye’deki yükseköğretim sistemi savaş nedeniyle “kırılma” durumuna geldi. Üniversitelerdeki yozlaşma, militarizasyon ve insan hakları ihlalleri de bu çöküşü hiç olmadığı kadar derinleştirdi.

Şam’da yıkılmış bir okul.
Şubat 2015 (UNRWA)

Nature dergisinin Suriyeli bilim muhabiri Miryam Naddaf, Suriye’nin savaş öncesi ve savaş sırasındaki yıkımını ele aldığı bir haber yayımladı. Haberde Naddaf, Suriye’nin bilimsel ve akademik altyapısının savaş öncesinde bile otoriter rejimin baskılarıyla çökmeye başladığını şu sözlerle ifade etti: “Yarım yüzyıldan uzun bir süre boyunca, Suriyeliler, bilim insanları, üniversite öğrencileri ve öğretim üyeleri, Esad’ın nefret edilen ve korkulan gizli polisinin gözetimi olmadan yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu.”

Naddaf, rejime sadakatin akademik başarıdan üstün tutulduğunu ve bu sadakati sorgulayanların ağır şekilde cezalandırıldığını belirtti: “Herhangi bir öğrencinin geçmesi gereken en önemli sınav rejime sadakat testiydi – başka hiçbir şey önemli değildi. Eğer başarısız olursanız, hapis, işkence ya da sürgün sizi bekliyordu.” 

Savaş sırasında rejimin eğitim sistemine yönelik saldırılarının yarattığı yıkımın da altını çizen Naddaf,  “Rejim okulları ve üniversiteleri bombaladı. Kendi ilkokulum mezar alanı olarak kullanıldı.Bu saldırılar, bilimsel altyapının parçalanmasına ve bilim topluluğunun dağılmasına neden oldu” dedi.

Cambridge Üniversitesi’nin 2019’da yayınladığı rapor, Suriye’deki yükseköğretim sisteminin savaş ve rejimin baskıcı politikaları nedeniyle nasıl parçalandığını detaylı bir şekilde ele aldı. Rapor, savaş öncesinden itibaren otoriter rejimin üniversiteleri nasıl siyasallaştırdığını, savaş sırasında ise bu sürecin nasıl derinleştiğini ortaya koydu. 

Nature dergisinin Suriyeli bilim muhabiri Miryam Naddaf (en solda)
(Nature)

Rejim baskısını açıkça hissettiren olaylar akademik çevrede sıkça yaşandı. Suriyeli bir akademisyen, tanık olduğu bir olayı şu sözlerle aktardı: “Bir profesör, öğrencilerinin önünde iki güvenlik görevlisi tarafından sürüklenerek götürüldü. Bu profesör, siyasi görüşleri nedeniyle hapse atıldı ve suçlandı.” Bu durum, akademisyenlerin ve öğrencilerin üzerindeki yıllardır süren baskıyı gözler önüne sererken, üniversitelerde yaratılan korku atmosferini de ortaya koydu.

Savaş sırasında üniversitelerin askerileştirilmesi, yükseköğretim kurumlarındaki durumu daha da kötüleştirdi. Aynı raporda yer alan bir başka ifade de üniversitelerin askerler tarafından sık sık baskına uğradığı ve talan edildiği belirtildi. Öğrenci protestolarının şiddetle bastırılması, üniversitelerin birer eğitim merkezi olmaktan çıkıp rejim kontrolünde bir baskı alanına dönüşmesine neden oldu.

Cambridge Üniversitesi bundan 5-6 yıl önce dahi, Suriye’de saha araştırmalarının imkansız hale geldiğini ve üniversitelerde bilimsel faaliyetlerin neredeyse tamamen durduğu belirtti. Savaş, yükseköğretim uzmanlığında ve altyapısında büyük kayıplara yol açtı. Sınırlı kaynaklar savaş için kullanılırken, üniversite bütçeleri ve araştırma fonları tamamen tükendi.

Bunun yanında, rejimin savaş sırasında kimyasal silahlar kullanması ve bilimsel araştırmaları askeri amaçlara yönlendirmesi, sivil bilimsel araştırmaların büyük ölçüde zarar görmesine neden oldu. 

Diaspora ve umut

Esad rejiminin düşmesiyle, Suriye’de yeni bir dönemin kapıları aralanırken, bilim dünyasında da umutlar yeniden filizlendi. Uzun yıllar süren savaşın ardından, diasporadaki Suriyeli bilim insanları, ülkelerinin bilimsel topluluğunu yeniden inşa etme hedefini gündeme taşıdı.

Institute of International Education (IIE) Başkanı Allan Goodman
(Lehigh University)

Science dergisinin aktardığı bir habere göre, Kaliforniya Üniversitesi’nden Amal Alachkar, Suriye’nin uzun vadeli toparlanmasının “Yükseköğretimin yeniden inşasına dayanacağını” belirtti. Diasporadaki Suriyeli bilim insanlarının, ülkede kalan meslektaşlarına destek vermek için planlar yaptığını ifade eden Alachkar, bu sürecin ilk adımlarını şu şekilde tanımladı: “Müfredatların güncellenmesi ve çevrimiçi dersler verilmesi gibi adımlar başlangıç için önemli Daha sonra öğrencilere mentorluk yapmak ve modern araştırma merkezleri kurmak temel hedefler olmalı”

Aynı haberde Institute of International Education (IIE) Başkanı Allan Goodman da diasporadaki bilim insanlarının önemini vurguladı. Goodman, IIE’nin son on yılda 111 Suriyeli akademisyene 203 burs sağladığını belirterek, “Bu akademisyenler sürgündeyken mesleklerini sürdürdüler. Suriyeli yükseköğretimi daha iyi bir şekilde yeniden inşa edebilme şansı gerçekten var” dedi.

Nature dergisindeki yazısında Miryam Naddaf, Suriye’deki savaş suçlarının belgelenmesi ve bu suçlara karışanların hesap vermesi için adli bilim insanlarının katkılarının kritik öneme sahip olduğu söyledi. Adli bilim uzmanlarının, toplu mezarları tespit etmek ve kimliklendirme çalışmaları yapmak için devreye girmesinin gerekliliğini ifade etti.

Kaliforniya Üniversitesi’nden Amal Alachkar
(Humphrey Fellowship)

Ayrıca diaspora bilim insanlarının rehberliğinde, müfredatların güncellenmesinin, araştırma merkezlerinin yeniden inşasının ve uluslararası işbirliklerinin teşvik edilmesinin, bu süreci hızlandıracağını ifade etti.

Amal Alachkar, Suriye’nin bilimsel topluluğunu yeniden inşa etmenin, sadece eğitim sistemini canlandırmayı değil, aynı zamanda toplumsal barışı sağlayabileceğini söyledi. Alachkar’a göre Suriye’nin eğitim ve bilim topluluğu, savaşın yıkıcı etkilerinden kurtulup yeniden doğma şansına sahip. Bu, yalnızca bilimsel yeniliğin değil, aynı zamanda toplumsal barışın da anahtarı olacak.

Suriye’de okullar yeniden açıldı: Normalleşme süreci başladı

Beşar Esad rejiminin devrilmesinden bir hafta sonra, Suriye genelinde okullar yeniden kapılarını açtı. Yetkililer, öğrencilerin sınıflarına döndüğünü ve bunun, ülkede normalleşme sürecinin önemli bir adımı olarak görüldüğünü ifade etti.

Al Jazeera’nin haberine göre, Cevdet el Haşimi okulunun yetkilisi Raed Nasır,  “Her şey yolunda. Tam donanımlıyız. Öğrencilerin güvenli bir şekilde okula dönebilmeleri için okulu gerekli hizmetlerle donatmak üzere birkaç gün boyunca çalıştık” açıklamasında bulundu. 

Suriye’de 15 Aralık’ta açılan bir ilkokulda ders işleniyor.
(REUTERS)

Damascus Üniversitesi Sanat Fakültesi Dekanı Ali Allaham, AFP’ye yaptığı açıklamada, personelin yüzde 80’inin ve çok sayıda öğrencinin üniversiteye döndüğünü ifade etti. Bir lise çalışanı ise çocukların yaklaşık yüzde 30’unun ilk gün okula geldiğini, bu oranın önümüzdeki günlerde artmasının beklediğini belirtti. 

Al Jazeera’nin aktardığına göre, bir öğrenci, sınıf duvarına yeni bayrağı yapıştırırken şu ifadeleri kullandı: “Eskiden sokakta yürürken askere alınacağım diye korkardım. Şimdi ise iyimser ve çok mutluyum”.  

Bilim, toplumsal yeniden inşanın ikinci adımı

Okulların açılması ve eğitim hayatının yeniden başlaması, normalleşme sürecinin önemli adımlarından biri olarak öne çıkıyor. Öte yandan bilimsel topluluğun yeniden inşası, yalnızca eğitimle sınırlı olmayan, çok daha derin ve kapsamlı bir çabayı gerektiriyor. Uluslararası toplumun desteği ve diaspora bilim insanlarının katkılarıyla, Suriye’de bilimin yeniden canlanması mümkün görünüyor. Suriyeli akademisyenlerin direnci, savaşın yarattığı enkazın üzerinde yeni bir bilimsel altyapının kurulması için bir fırsat sunuyor. 

Öte yandan bilimsel topluluğun yeniden inşa edilmesi, Suriye’de çözülmesi gereken sorunların sadece bir parçası. Barınma, temel gıda, sağlık ve sosyal altyapı gibi yaşamın devamı için vazgeçilmez olan temel ihtiyaçlar hala milyonlarca Suriyelinin öncelikli sorunları arasında yer alıyor. Bilimsel gelişim ve akademik kalkınma, bu temel sorunlar ele alınıp çözüldükten sonra gerçek anlamda sürebilir. Bu bağlamda, bilimin yeniden inşası, savaşın yıktığı bir ulusun yeniden ayağa kalkmasında ikinci adımı temsil ediyor. 

Kaynak: Nature, Science, University of Cambridge