Süpernova mezarlığında mı yaşıyoruz?

Araştırmacılar, 10 milyon yıl önce iki dev nötron yıldızının çarpıştığını ve kilonova olarak adlandırılan bu şiddetli patlamadan kalan enkazın Dünya’ya ve Ay’a düştüğünü öne sürüyor.

Yaklaşık 10 milyon yıl önce Dünya’ya yakın bir yerde meydana gelmiş olabilecek nadir bir kozmik patlama türü kilonovaya ait radyoaktif plütonyum izotopları keşfedildi.

Kilonova, iki nötron yıldızının ya da bir nötron yıldızı ile bir kara deliğin çarpışması sonucu meydana gelen güçlü kozmik patlamalara deniyor. Bu çarpışma sırasında ortaya çıkan enerji, süpernovadan daha zayıf ama klasik bir nova patlamasından çok daha güçlü oluyor. Kilonovalar, evrendeki en ağır elementlerin (örneğin altın, platin) oluştuğu yerler olarak da biliniyor. 

Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi’nden gökbilimci Brian Fields, 17 Mart’ta 2025 Amerikan Fizik Topluluğu Küresel Fizik Zirvesi’nde yaptığı sunumda, bu tür parçacıkların okyanus derinliklerinde biriktiğinden ve aynı zamanda da Ay’a tutunduklarından bahsetti.  Bahsedilen patlamanın varlığını ispatlamak için daha fazla kanıta ihtiyaç olduğundan, araştırmacılar mezarlığın kanıtlarını Ay yüzeyinde arıyor.  

Dünya’daki muhtemel süpernova patlamalarının tarihi

2004 yılında araştırmacılar, okyanus derinliklerinden aldıkları örneklerde, Dünya’da doğal olarak bulunmayan radyoaktif demir izotoplarına rastladı. Bu izotopların varlığı, Dünya’ya yakın bir süpernova patlamasıyla açıklanabiliyordu. Ancak 2021’de yapılan daha detaylı analizlerde, bu örneklerin içinde çok daha nadir bir izotop olan radyoaktif plütonyum da keşfedildi.

Jenna Ahart tarafından yazılan ve 19 Mart 2025 tarihinde Live Science’da yayımlanan habere göre, araştırmacılar, bu plütonyum izotopunun kaynağının, ikili nötron yıldızlarının birbirine yaklaşarak çarpışması sonucu oluşan kilonovalar olabileceğini belirtti. İlerleyen yıllarda hem okyanus tabanından hem de Ay yüzeyinden elde edilen yaklaşık bir düzine örnek, bu kozmik patlamaların izlerini taşıyordu. 

Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi’nden Brian Fields ve ekibinin geliştirdiği teoriler, 3 milyon ve 8 milyon yıl önce gerçekleşen iki ayrı süpernova patlamasını işaret ediyordu. Ancak daha sonra plütonyum izotopunun tespit edilmesi, bu kalıntıların yalnızca süpernovalarla açıklanamayacağını gösterdi. Bu durum, plütonyumun çok daha şiddetli bir kozmik olaydan — kilonovadan — gelmiş olabileceği ihtimalini güçlendirdi.

Şimdi Fields ve ekibi, daha önce tespit edilen iki süpernovadan önce, yaklaşık 10 milyon yıl önce bir kilonova patlamasının gerçekleşmiş olabileceğini düşünüyor. 

Gelecek araştırmalar

Fields, “Kilonova plütonyum yaptı — ki bunu yapmayı çok sever — ve her yere dağıttı.Daha sonra bir süpernovanın maddeyi karıştırmasıyla bu karışım Dünya’ya düştü.” diyor.

Ancak Fields ve ekibi, teorilerini güçlendirmek için daha fazla test yapmak istiyor. Artemis görevleri gibi Ay’a insan göndermeyi amaçlayan yeni girişimlerle, analiz etmeyi umdukları Ay örneklerinin kıtlığı konusunda daha iyimserler. Ay’dan daha fazla toprak örneği elde edilirse, Fields ve ekibi, bu kilonova olayının gerçekten yaşanıp yaşanmadığını doğrulamayı ve ne zaman ve nerede meydana geldiğini belirlemeyi umuyor. 

Süpernova ve kilonovanın farkı

Bazı yıldızlar büyüklükleri dolayısıyla süpernova adı verilen güçlü bir patlamayla son buluyor. Patlama, yıldızın hidrojen yakıtını tamamen tüketip demire kadar olan daha ağır elementlere dönüştürdükten sonra gerçekleşiyor. Ancak demir, füzyon için çok kararlı olduğundan enerji üretimi duruyor ve yıldız çöker. Eğer çöken çekirdek çok büyükse bir kara deliğe dönüşüyor. Ancak biraz daha küçükse, protonlar ve elektronlar birbirine sıkışarak nötronlara dönüşüyor ve çok yoğun bir nötron yıldızı oluşuyor. 

İki nötron yıldızı birbirine yaklaşıp çarpıştığında ise kilonova olarak bilinen devasa bir patlama meydana geliyor. Bu patlama sırasında altın ve platin gibi demirden daha ağır elementler, hızlı nötron yakalama süreci (r-process) ile oluşuyor. Bu elementler zamanla bozunarak ışık yayıyor ve bu da parlak ışık patlamalarına neden oluyor.

Yahoo News’e göre; milyonlarca yıl boyunca bu ağır elementler Dünya’ya yayılsa da gezegenimizin hava koşulları, atmosferi ve jeolojik yapısı nedeniyle bu elementler yüzeydeki diğer materyallerle karışarak kayboluyor. Bu nedenle, kilonova sırasında Dünya’ya düşen tüm plütonyum ve altını bulmak oldukça zor oluyor.

Kaynak: LiveScience, Yahoo News