Stres adaptasyonu hızlandırıyor

Yeni yapılan bir araştırma bilinmeyen durumlarda strese girmenin zayıflık değil, kamçılayıcı bir güç olduğunu ortaya koydu. Farklı ortama uyum sağlamaya çalışan insanlar daha hızlı öğrenip adapte oluyor.

Stres gerçekten bir düşman mı? Kapsamlı araştırmalar, insanların kendilerinden farklı geçmişlere sahip insanlarla etkileşim kurduklarında stres yaşadıklarını ortaya koyuyor. Yapılan yeni bir araştırmaya göre yabancı kültüre uyum sağlamada yaşanan stres, içe kapanıklığa değil daha hızlı öğrenmeye itiyor.

Singapore Management University (SMU) Pazarlama Bölümü’nde Yardımcı Doçent olan Shilpa Madan’ın öncülüğünde, Journal of Personality and Social Psychology dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, bireylerin strese karşı tepkilerindeki farklılıkların sosyokültürel öğrenmeyi nasıl etkilediğini inceledi.

Madan araştırmanın odak noktasını şöyle açıklıyor: “Araştırmamız, bireylerin yabancı kültürel ortamlara nasıl uyum sağladığını inceliyor; özellikle de stres tepkiselliğinin yani bir kişinin strese ne ölçüde tepki verdiğinin rolüne odaklanıyoruz. Daha güçlü stres tepkisi gösteren bireylerin, yeni sosyokültürel normları daha hızlı öğrendiklerini bulduk,” 

Çalışmanın strese dair yeni bir bakış açısı sunduğunu söyleyen Madan “Bu bulgu, stresin yalnızca zararlı olduğu yönündeki yaygın inancı sorgularken, aynı zamanda stresin, yabancı kültürel ortamlarda hızlandırılmış öğrenme ve uyum süreci için bir katalizör olabileceğini öne sürüyor.” diyor.

Olumsuzluk korkusu daha hızlı öğrenmeye itiyor

Yapılan araştırmada bazı kişilerin, sosyokültürel etkileşimlerde aldıkları olumsuz geri bildirimlerden daha yoğun akut stres yaşadıkları ve bu durumun onları daha fazla olumsuz geri bildirimlerden kaçınmak için ilgili normları daha da hızlı öğrenmeye yönelttiği görüldü.

Genetik faktörler ve psikolojik eğilimler, bireylerin stresli olaylara verdiği tepkilerdeki bu farklılıkları etkileyebiliyor.

Araştırmada bireylerin stres tepkiselliğini değerlendirmek için üç ölçüm kullanıldı. İlk yöntem, katılımcıların DNA’larının analiz edilmesiyle elde edilen genetik profil puanıydı. İkinci yöntem ise kortizol tepkiselliğiydi.

Üçüncü ölçüm yönteminde katılımcılar, stres karşısındaki tipik duygusal ve fiziksel tepkileri ölçmek amacıyla hazırlanmış, geçerliliği kanıtlanmış anketleri doldurdu.

Madan çalışmada kullanılan yöntemi “Katılımcıları standart bir fiziksel stresöre maruz bıraktık (ellerini buz gibi soğuk suya daldırmaları istendi) ve stres hormonlarından biri olan kortizol düzeylerini, stresör öncesi ve sonrası ölçtük. Kortizol seviyesindeki değişim, onların fizyolojik stres tepkiselliğini nesnel olarak ölçmemizi sağladı,” şeklinde açıkladı.

Sonuçlara göre, stres tepkiselliği yüksek olan katılımcılar, kültürel öğrenme görevine başlarken daha fazla stres yaşadı ve bu durum onların daha fazla öğrenmesini sağladı. İlgili sosyokültürel normları öğrendiklerinde, görev sonuna doğru yaşadıkları stres azaldı. Bu da stres tepkiselliklerini etkili bir şekilde kullandıklarını gösterdi.

Zayıflık değil güç

Araştırma çok kültürlü ortamlarda faaliyet gösteren kurumlar ve profesyoneller için önemli içgörüler sunuyor. Araştırmacılara göre stresle ilgili yeni bulgular, uluslararası görevlendirmeler, kültürler arası eğitimler ve ekip entegrasyonu için stratejileri şekillendirmede yol gösterici olabilir.

“İş dünyasında hâkim anlatı, stresi bir düşman olarak görür. Kaçınılması, en aza indirilmesi ya da zayıflık belirtisi olarak kabul edilmesi gerektiğini savunur. Stres belirtileri gösteren çalışanlar genellikle kırılgan veya yetersiz olarak algılanır ve bu nedenle, daha sakin görünen kişilere kıyasla yüksek riskli projeler ya da liderlik rollerinde tercih edilmezler.” diyen Modan “Oysa araştırmamız, kolayca strese girmeyi her zaman bir zayıflık olarak görmemek gerektiğini ortaya koyuyor. Birçok durumda bu durum, bireyin sürece derinlemesine dahil olduğunu, daha hızlı öğrendiğini ve daha çabuk uyum sağladığını gösteriyor.” ifadelerini kullanıyor.

Ancak, araştırmada kronik stresin farkına dikkat çekiliyor. Kısa süreli stres faydalı olabilir, fakat uzun vadeli ve kronik stres, tükenmişliğe yol açarak bireyin genel sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabiliyor.

Kaynak: Phys.org