Savunma istihbaratında yapay zeka çağı 

Veri akışının hızlandığı, teknolojinin cepheye indiği yeni dönemde istihbarat artık sadece devletlerin tekelinde değil. Açık kaynaklar, yapay zeka ve dijital analiz yöntemleri, savaşların seyrini belirleyen stratejik unsurlara dönüşüyor.

Savunma stratejileri, artık sadece silah sistemleri ve askeri kapasiteye değil, veri madenciliği, hızlı analiz ve açık kaynaklı bilginin işlenme kapasitesine de dayanıyor. Milli İstihbarat Akademisi (MİA) tarafından yayımlanan “Modern Savunma İstihbaratı ve Açık Kaynaklı İstihbarat (OSINT) Yaklaşımı” başlıklı analiz, savunma istihbaratının geleceğini ele alıyor. 

Analizde, 21. yüzyılın askeri ortamının sadece çatışma sahasında değil, aynı zamanda dijital veri alanlarında da sürdüğüne dikkat çekiliyor. Uydu görüntülerinden sosyal medya platformlarına, açık kaynaklı haritalardan cep telefonu verilerine kadar birçok unsurun savunma istihbaratı için kritik hale geldiği vurgulanıyor. Özellikle yapay zeka destekli analiz araçlarının yükselişi, istihbaratın hızını ve doğruluğunu radikal biçimde değiştiriyor.

MİA’ya göre, savunma istihbaratında yeni dönem artık OSINT 3.0 olarak adlandırılıyor. Bu dönemde yapay zeka, risk modellemesi, tehdit sınıflandırması ve büyük veri analizinde insan analistlerin desteğini alıyor. Ancak analiz, sezgisel yorum ve stratejik muhakeme noktasında insan faktörünün önemini hala koruduğunun da altını çiziyor.

Gelişmiş yapay zeka sistemlerinin bir istihbarat birimi gibi çalışabilmesi mümkün olsa da, özellikle etik hassasiyetlerin, dezenformasyonla mücadelenin ve uluslararası hukuk normlarının gözetilmesi noktasında insan aklına ve vicdanına ihtiyaç sürüyor.

Web 2.0 sonrası dönemde, istihbarat artık yalnızca devlet kurumlarının alanı değil. Düşünce kuruluşları, teknoloji firmaları, veri analitiği start-up’ları ve bağımsız araştırma grupları OSINT ekosisteminin aktif bileşenleri haline geldi. Örneğin ABD merkezli Institute for the Study of War (ISW) ve CSIS gibi kurumlar, açık kaynaklardan topladıkları uydu görüntüleri, sosyal medya içerikleri ve medya haberleriyle Rusya-Ukrayna Savaşı gibi büyük çatışmalara dair haftalık raporlar hazırlıyor.

Ayrıca Ukrayna örneğinde olduğu gibi, sahadaki birliklerin dahi sosyal medya üzerinden veri paylaşarak hem taktik istihbarat sağladığı hem de uluslararası kamuoyuna ulaşmak için bu araçları aktif şekilde kullandığı görülüyor.

Açık kaynaklardan elde edilen veriler sayesinde artık herhangi bir ülkenin askeri yığınakları, tatbikatları, silah sistemleri ve stratejik hareketleri, düşük maliyetli ve yasal yollarla takip edilebiliyor. Örneğin, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki gelişmeler, uydu görüntüleri, sosyal medya paylaşımları ve açık kaynaklı haberler yoluyla anlık olarak takip ediliyor. Bu durum, klasik casusuluk yöntemlerine olan ihtiyacı azaltırken karar vericiler için daha hızlı ve etkili bir analiz zemini sunuyor.

MİA analizine göre modern istihbarat kapasitesi yalnızca teknolojik altyapıya değil, aynı zamanda yetişmiş insan kaynağına ve etik sorumluluklara dayanıyor. OSINT analistlerinin dezenformasyonla mücadele, dijital güvenlik, uluslararası hukuk ve medya okuryazarlığı gibi alanlarda yetkin olması gerektiği vurgulanıyor.

Ayrıca ABD’nin yayımladığı 2024–2028 OSINT stratejisinde belirtildiği gibi, OSINT kapasitesinin artırılması için gelişmiş teknoloji ve veri altyapısı, uzman personel ve etik ilkelere dayalı kurumsal entegrasyon gibi üç temel sütuna ihtiyaç var. 

ABD, Birleşik Krallık ve NATO gibi aktörlerin stratejik belgelerine de referans veren analiz, yeni dönemde OSINT’in sadece bir analiz yöntemi değil, aynı zamanda stratejik karar mekanizmalarının temel taşı haline geldiğine işaret ediyor.

Kaynak: Milli İstihbarat Akademisi