Yeni bir genom analizine dayanan araştırma, kemoterapinin sadece tümör hücrelerini değil, aynı zamanda sağlıklı kan hücrelerini de ciddi şekilde etkilediğini ortaya koydu.
Kemoterapi genç hücreleri yaşlandırdı

İngiltere’de yürütülen yeni bir çalışmada, 3 ila 80 yaş arası 23 kanser hastasının kemoterapi sonrası alınan kan hücreleri, hiç tedavi almamış 9 sağlıklı insanla karşılaştırıldı. Araştırmacılar, bu hücrelerin tam genom dizilemesini yaparak, tekli baz değişimlerini ve bu değişimlerin hangi ilaçlara özgü mutasyon imzaları taşıdığını inceledi.
Elde edilen veriler, bazı kemoterapi ilaçlarının hücre başına binlerce yeni mutasyona neden olduğunu ve bu mutasyonların yaşlanmış hücrelerdeki genetik izlerle neredeyse birebir örtüştüğünü gösterdi. Öyle ki, kemoterapi görmüş 3 yaşındaki bir çocuğun kan hücreleri, 80 yaşındaki bir insanın hücreleriyle benzer genetik hasar düzeyine ulaştı.
Öte yandan, kullanılan kemoterapi ilaçları arasında genetik etki bakımından önemli farklar gözlemlendi. Özellikle platin bazlı ilaçlar (cisplatin, carboplatin) ve alkilleyici ajanlar (chlorambucil, procarbazine, bendamustine), DNA’da en yüksek mutasyon yüküne yol açan gruplar arasında yer aldı. Bazı ilaçların daha düşük düzeyde genetik değişikliğe neden olduğu da görüldü.
Ayrıca araştırmada, TP53, PPM1D ve CHEK2 gibi DNA onarım genlerinde meydana gelen mutasyonların, bazı hücre klonlarının anormal şekilde çoğalmasına neden olduğu ve bunun da uzun vadede ikincil kanser riskini artırabileceği belirtildi.
Bir diğer önemli bulgu ise, kemoterapiye özgü mutasyon imzalarının hücrelerde net bir şekilde izlenebiliyor olmasıydı. Örneğin, SBSF imzası chlorambucil ile, SBSH ise melphalan ile doğrudan ilişkilendirildi. Böylece, sadece mutasyonun büyüklüğü değil, aynı zamanda hangi ilacın bu genetik değişime neden olduğu da hassasiyetle takip edilebildi.
Araştırma, 1 Temmuz’da Nature dergisinde yayımlandı.
Kaynak: Nature