Jojoba yakıt alternatifi olabilir

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesinin araştırmasına göre, jojoba bitkisinden elde edilen biyodizel, gemi kaynaklı karbondioksit emisyonlarını yüzde 59’un üzerinde azaltıyor

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levent Bilgili ve ekibinin yaptığı araştırma, jojoba bitkisinden elde edilen biyodizelin, gemi kaynaklı karbondioksit emisyonlarını yüzde 59’un üzerinde azaltabileceğini ortaya koydu.

Küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 1,5 dereceyle sınırlandırabilmek için birçok ülke ve sektör temsilcisi sıfır emisyona geçmeyi hedeflediği tarihleri açıklarken, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), gemi ve liman kaynaklı emisyonları nötr hale getirmek amacıyla 2050 yılını hedef olarak belirledi.

Bu hedefe katkı sunmak amacıyla dünyanın farklı ülkelerinde çalışmalar yürütülürken, Doç. Dr. Levent Bilgili ve ekibi jojoba bitkisinden biyodizel araştırması başlattı.

Araştırma ekibi, Kuzey Amerika’ya özgü, çalı formunda ve yaprak dökmeyen bir bitki olan jojobadan elde edilen yağdan üretilen biyodizelin, denizcilikte çevreci yakıt arayışlarına katkı sunması açısından önemli bir potansiyele sahip olduğu düşüncesiyle projeye başladı.

Araştırma kapsamında jojoba biyodizelinin motor performansı ve egzoz emisyonları üzerindeki etkileri incelendi. Buna göre yüzde 70 dizel ve yüzde 30 jojoba biyodizel karışımı kullanılarak yapılan testlerde, motorun özgül yakıt tüketiminde artış ve termal verimliliğinde azalma gözlense de çevresel kazanımlar dikkat çekti. Karbondioksit emisyonlarında yüzde 59,32; karbonmonoksit emisyonlarında yüzde 32,93; hidrokarbon emisyonlarında yüzde 56,73 ve azot oksit emisyonlarında yüzde 20,89 oranında azalma tespit edildi.

Ayrıca yaşam döngüsü analizleri, jojoba biyodizel üretiminin, insan sağlığını korumada ve ekosistemleri desteklemede olumlu katkılar sunduğunu gösterdi.

 “Jojoba yağının yüzde 95’i biyodizel olarak değerlendirildi”

Bilgili, IMO’nun gemi kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için yoğun çaba gösterdiğini ve gemilerde temiz ve çevreci yakıt kullanımını teşvik ettiğini, kendilerinin de gıda olarak tüketilmeyen jojoba bitkisinden elde edilen biyodizelin gemi motorlarında kullanımının küresel ısınmaya etkilerini incelediklerini kaydetti.

Jojoba bitkisinin fotosentez yoluyla atmosferdeki karbondioksiti azalttığını, biyodizelin yanma kalitesiyle de gemi operasyonları sırasında emisyonları düşürdüğünü belirten Bilgili, şunları söyledi:

“Jojoba bitkisinin tohumu, yüzde 50’nin üzerinde yağ içerdiği için biyodizel üretiminde ideal bir kaynak olarak öne çıkıyor. Antalya’da yetiştirilen bitkilerden elde edilen jojoba yağı biyodizele dönüştürüldü. Bu süreçte 1 kilogram tohumdan yaklaşık yarım kilogram yağ elde edildi ve bu yağın yüzde 95’i biyodizel olarak değerlendirildi.”

Biyoyakıtların bazı durumlarda gıda amaçlı kullanılan bitkilerden üretilmesinin, gıda güvenliği açısından tartışmalı olduğuna değinen Bilgili, jojobanın bu riski taşımayarak gıda sektörüyle rekabeti de ortadan kaldırdığına dikkati çekti.

Türkiye’nin güney bölgelerinin jojoba tarımı için elverişli olduğunu, uygun politikalar ve desteklerle bu alanda ticari üretimin mümkün olabileceğini ifade eden Bilgili, biyodizelin yakıt olarak kullanımında ideal oranın yüzde 30 olduğunu, biyodizel türüne göre değişse de bu değerin uluslararası ölçekte de genel kabul gördüğünü aktardı.

Makine performansının da önemli bir unsur olduğunu vurgulayan Bilgili, yüksek oranlarda biyodizel kullanımının yanma kalitesini olumsuz etkileyebileceğini, bunun da emisyon artışına veya motor verimliliğinde düşüşe yol açarak daha fazla yakıt tüketimine neden olabileceği uyarısında bulundu.

Kaynak: Anadolu Ajansı