Özel haber: İsrail, Gazze’de 14 aydır sürdürdüğü soykırımda “yapay zeka fabrikası” Habsora’yı kullanıyor. Hedeflerin belirlenmesi ve askeri operasyonların desteklenmesini kolaylaştıran bu sistemler vahşet ve yıkımın boyutunu katlıyor.
Özel haber: İsrail, Gazze’de 14 aydır sürdürdüğü soykırımda “yapay zeka fabrikası” Habsora’yı kullanıyor. Hedeflerin belirlenmesi ve askeri operasyonların desteklenmesini kolaylaştıran bu sistemler vahşet ve yıkımın boyutunu katlıyor.
İsrail aylardır sürdürdüğü Gazze savaşında, yıllar boyunca özenle oluşturulan bir veri tabanından yararlandı. İsrail kaynakları +972 Magazine ve Local Call tarafından yakın zamandaki bir soruşturmada ortaya çıkarıldığı gibi, İsrail’in saldırısının ön saflarında “Habsora” adı verilen bir sistem var.
İsrail, ABD’nin desteğiyle, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 818’i çocuk, 12 bin 287’si kadın olmak üzere 45 bin 805 Filistinli sivili öldürdü ve 109 bin 64 sivili de yaraladı.
Gazze’deki yıkımın boyutu her geçen gün artarken enkaz altında halen binlerce ölü olduğu tahmin ediliyor. Halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor. İsrail’in yapay zeka programlarının Gazze’deki sivil kayıpların perde arkasında önemli bir rol oynadığını belirtiliyor.
İsrail ordusu (IDF), savaşın temposunu koruyabilmek ve operasyonları kesintisiz sürdürebilmek için “Habsora” veya “Gospel” olarak adlandırılan gelişmiş bir yapay zeka aracını kullandı. Eski bir İsrail istihbarat yetkilisi tarafından “kitlesel bir suikast fabrikası” olarak nitelenen ve İbranice’de “Müjde” anlamına gelen bu sistem, kısa sürede yüzlerce yeni hedef belirleyerek IDF’ye önemli bir taktik avantaj sağladı.
Habsora’nın hedef belirleme kapasitesi ile, İsrail ordusu Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarına hız kesmeden devam etti. Bu durum, IDF’nin son on yılda yapay zeka teknolojilerini istihbarat ve askeri operasyonlarının merkezine yerleştirme yönündeki çalışmalarının bir sonucu olarak öne çıkıyor. Ancak aynı zamanda, yapay zekanın bu şekilde kullanımı, Gazze’de devam eden 14 aylık savaşın şiddetini ve yıkıcılığını artıran önemli bir etken olarak görülüyor.
Yapay zeka cephesi
The Washington Post tarafından yayınlanan bir rapor, İsrail tarafından kullanılan yapay zeka programlarının daha önce bilinmeyen işleyiş detaylarını ve yaklaşık on yıllık gizli geliştirme sürecini ortaya koyuyor.
Rapor ayrıca, IDF’nin üst düzey karar mercilerinde, yapay zeka tarafından sağlanan istihbaratın doğruluğu, teknolojilerin önerilerinin yeterince incelenip incelenmediği ve yapay zekaya aşırı odaklanmanın ordunun genel istihbarat kapasitesini zayıflatıp zayıflatmadığı konularında yoğun tartışmaları da gün yüzüne çıkarıyor.
Öyle ki İsrailli bazı yetkililer, Yossi Sariel yönetimindeki Unit8200 isimli istihbarat biriminin “yeni istihbarat balonunu takip ettiğini” belirterek, teknolojik yeniliklerin heyecanının, temel istihbarat toplama faaliyetlerinin önüne geçtiğini ifade ediyor. Hatta birimin, eski moda istihbarat yöntemlerinden uzaklaşarak teknolojiye aşırı bir bağlılık göstermesi, 7 Ekim saldırılarının önlenememesinin ana sebebi olarak gösteriliyor.
İstihbarat operasyonlarındaki dönüşüm
İsrail’in ölümcül yapay zeka fabrikasının doğduğu yer, IDF’nin ünlü istihbaratı birimi Unit8200, 2020’den bu yana Yossi Sariel yönetiminde kapsamlı bir dönüşüm geçirdi. Sariel, yüzlerce tahmin algoritması üzerine inşa edilmiş Habsora’nın geliştirilmesine öncülük etti.
Algoritmalar, ele geçirilen iletişimler, uydu görüntüleri ve sosyal ağlardan elde edilen verileri inceleyerek tüneller, roketler ve diğer askeri hedeflerin koordinatlarını belirliyor. İstihbarat analistleri tarafından doğrulanan öneriler, üst düzey bir subay tarafından hedef bankasına ekleniyor. Sistem ayrıca Gazze’ye ait uydu görüntülerindeki ufak değişiklikleri tespit edebiliyor. Eskiden bir haftayı alan bu işlemler, yazılım sayesinde 30 dakikada tamamlanabiliyor.
Sariel, Şubat 2021’de resmi olarak komutan olduğunda, ABD Ulusal Güvenlik Ajansının (NSA) İsrail versiyonu olarak görülen Unit8200 adı verilen birimi, yedi yıldan uzun süredir veri bilimiyle denemeler yapıyordu. Birim, dünya çapında en iyi olarak kabul edilen siber teknolojilerle, DM’ler, özel mesajlar, e-postalar, arama kayıtları ve diğer çevrimiçi veriler toplayarak geniş bir bilgi havuzu oluşturmuştu. Ancak, 8200 biriminin siber uzmanları, topladıkları verileri anlamlandıracak yollar arıyordu.
2006’daki Lübnan Savaşı’nda yaşanan iletişim başarısızlıklarından sonra, İsrail ordusu, bilgi ve verileri paylaşma stratejisini yeniden hesapladı. O dönemde, istihbarat birimleri genellikle savaş alanındaki askerlerle bilgi paylaşmıyordu. İsrail istihbarat teşkilatı Mossad ve 8200, tüm askeri istihbaratları tek bir havuzda toplamak için bir veritabanı geliştirdi.
Ölümcül “yapay zeka fabrikası” yeniden yapılandırıldı
Birimin bazı subayları önceki yıllarda karar alma süreçlerini hızlandıran bu yapay zeka teknolojilerinin, altta yatan kusurları gizlediğine dair uzun süredir endişe duyuyordu. Eski bir üst düzey askeri yetkiliye göre, üst düzey liderliğe sunulan raporlarda istihbaratın kaynağının insan analistlerden mi yoksa yapay zeka sistemlerinden mi geldiği belirtilmiyordu. Bu durum, yetkililerin bulguları doğru bir şekilde değerlendirmesini zorlaştırıyordu. Ayrıca, iki eski üst düzey askeri yetkiliye göre, yapılan bir iç denetim, Arapça dil işleme sistemlerinde bazı hatalar bulunduğunu ortaya çıkardı. Bu sistemler, argo kelimeleri ve ifadeleri anlamakta başarısız oluyordu.
İsrail ordusu, istihbarat çabalarını, komutanların “yapay zeka fabrikaları” olarak adlandırdığı yeni bir yapıya bölerek yeniden yapılandırdı. Bu çabalar, Nevatim Hava Üssü’nde kurulan yeni bir “hedef merkezi” etrafında şekillendi. Her bir bölüm, komuta zinciri boyunca yazılım tahminlerini paylaşan yüzlerce özel algoritma ve yapay zeka teknolojisi geliştirdi.
Ordu yeni bulut teknolojilerine yatırım yaparak algoritmalarını hızla işleme kapasitesini artırdı. Hunter adlı bir uygulama, savaş alanındaki askerlerin bilgilere doğrudan erişmesini sağladı. Z-Tube adlı bir diğer mobil uygulama, askerlerin girmek üzere oldukları alanların canlı görüntülerini incelemelerini sağlarken, Map It adlı bir uygulamanın ise tahliye edilen bölgelerdeki potansiyel sivil kayıpların gerçek zamanlı tahminlerini sunduğu biliniyor.
Sariel ve diğer istihbarat liderlerinin komutasında, 8200 Birimi yeniden yapılandırılarak mühendislik alanına daha fazla odaklanıldı. Arapça dil uzmanları görevlendirildi, yapay zekaya karşı direnen bazı liderler görevden alındı ve veri madenciliği teknolojisine odaklanmayan bazı gruplar dağıtıldı. 7 Ekim itibariyle, birimin çalışanlarının yüzde 60’ı mühendislik ve teknoloji alanlarında görev yapıyordu, bu oran on yıl öncesine göre iki kat daha fazlaydı.
Olasılıklara göre öldüren makine: Lavender
İsrail’in Gazze’de son aylarda kullandığı başka bir yapay zeka aracı ise Lavender. Bu sistem ilk aşamada kendisine tanımlanan veriler ve sahip olduğu algoritmalarla öncelikle profilleri oluşturuyor ve hedefleri tespit ediyor. Sistem, bir sonraki adımda hedeflere nereden saldırılacağını belirliyor. En son aşamada ise sistem tarafından bombalama mühimmatı seçiliyor ve uygulanıyor.
İsrail’in bu katliam makinesini özellikle Gazze’de kullandığı biliniyor. Aktarılan bilgiler, Lavender için çoğu zaman Hamas üyelerinin hedef alınması amaçlansa da sıradan Filistinlilerin de hedefler arasında yer aldığını gösteriyor. Kaynaklara göre Lavender’e yüklenen program, Gazze Şeridi’ndeki 2,3 milyon sakinin çoğundan toplanan bilgileri bir kitlesel gözetleme sistemi aracılığıyla analiz ediyor, ardından her bir kişinin Hamas askeri kanadına üye olma olasılığını değerlendiriyor ve öncelik sıralaması yapıyor. Her kişiye 1’den 100’e kadar puan vererek onların militan olma ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu belirliyor.
Peki İsrail tüm bu verileri nasıl elde ediyor? 2021’de bir Washington Post soruşturması, İsrail askerlerinin işgal altındaki Batı Şeria’daki El-Halil kentindeki Filistinlileri gözetlemelerini artırmak için kapsamlı bir yüz tanıma programı kullandıklarını ortaya koydu. Ordu ayrıca “kontrol noktalarındaki askerlerin kimlik kartlarını sunmadan önce bile Filistinlileri tanımlamalarına yardımcı olmak için” şehir genelinde yüz tarama kameraları kurdu.
Middle East Eye’da yer alan habere göre aynı yıl, Amazon Web Service ve Google, İsrail hükümetiyle Project Nimbus olarak bilinen 1,2 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu şirketlerin her ikisinde de çalışanlar, bu bulut hizmetinin “Filistinliler hakkında daha fazla gözetim ve yasa dışı veri toplamaya izin verdiği ve İsrail’in Filistin topraklarındaki yasadışı yerleşimlerinin genişlemesini kolaylaştırdığı” konusunda uyardı.
Yapay zeka tarafından üretilen istihbaratın kalitesiyle ilgili endişelerin yanı sıra, İsrailli kaynaklara göre bu teknolojinin kullanımı IDF içinde keskin bir paradigma değişimini tetikledi. Bu değişim, tarihsel olarak bireysel muhakemeye değer veren bir istihbarat kültürünü, teknolojik yetkinliği önceliklendiren bir yapıya dönüştürdü.
IDF’nin istihbarat uygulamaları şu an inceleme altında. Güney Afrika tarafından Lahey’e taşınan İsrail’e yönelik soykırım suçlamaları, Gazze’deki bombardıman hedefleriyle ilgili kritik kararların yazılımlar tarafından alınıp alınmadığını sorguluyor. Bu soruşturma, savaşta yapay zeka teknolojisinin rolü hakkında küresel bir tartışmayı hızlandırabilir.
Kaynak: Washington Post, Anadolu Ajansı, The New Arab, Middle East Eye, +972 Magazine