İran Hürmüz Boğazı’nı kapatırsa ne olur?

İran’ın dünya petrolünün beşte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinin sonuçları ne olacak? Türkiye ve Dünya enerji güvenliğini hangi tehlikeler bekliyor?

İsrail ve İran arasındaki kriz, küresel enerji ticaretinin önemli noktalarından Hürmüz Boğazı’nı bir kez daha jeopolitik gerilimin merkezine taşıdı. İran’ın boğazı kapatma tehdidi, dünya genelinde enerji güvenliğine yönelik endişeleri artırdı.

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef olan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı. İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Dünyanın diken üstünde seyrettiği çatışmalar 6. Gününe girerken iran’dan Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi geldi. Bu tehdidin, Körfez ülkeleri ve uzun vadede tüm dünya için potansiyel tehlikeleri bulunuyor. Tahran Boğaz’ı şu ana kadar hiç kapatmadı, ancak jeopolitik gerilim süreçlerinde bu tehdidi gündeme çoğu kez getirdi.

Çatışmalar enerji tedariki riske sokuyor

ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin ifadesiyle “dünyanın en önemli petrol geçiş noktası” olan Hürmüz Boğazı’ndan, dünya genelindeki toplam sıvı petrolün yaklaşık beşte biri geçiyor. 

Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi ve Arap Denizi’ni birbirine bağlıyor.Boğaz, 2025 yılına kadar deniz yoluyla ticareti yapılan dünya genelindeki tüm petrolün yaklaşık yüzde 34’üne geçit oldu. Birkaç komşu ülke Boğazı atlamak için yoğun yatırımlar ve yeni boru hatları açarken, diğer birçok ülkenin (Kuveyt, Katar, Bahreyn ve İsrail) mallarını gönderecek alternatif rotaları yok.

Boğaz aynı zamanda sıvı doğal gazın hareketi için önemli bir yol. Her ay 3 binden fazla gemi bu rotayı Basra Körfezi’ne gidip gelmek için kullanıyor.

Körfez ülkelerinden çıkan petrol tankerleri, Asya ve Avrupa pazarlarına ulaşmak için bu boğazdan geçmek zorunda. Dolayısıyla bölgedeki askeri çatışmalar, enerji tedarik zincirini doğrudan tehdit eder hale geliyor.

Ancak başlıca iki petrol üreticisi olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, ürünlerini dünya pazarlarına ulaştırmak için bu boğaza alternatif güzergâh seçeneğine de sahipler. 

Economic Times’ta yer alan analize göre İran bu adımı atarsa yalnızca küresel piyasaları değil, kendi ekonomisini de tehlikeye atmış olacak. Çünkü İran’ın gıda, ilaç ve rafine petrol ürünleri gibi temel ihtiyaçlarının önemli bir kısmı yine bu güzergâhtan sağlanıyor. 

Çin başta olmak üzere İran’ın başlıca ticaret ortaklarının da böyle bir eyleme karşı çıkması, Tahran için politik ve diplomatik bir baskı unsuru haline gelebilir. Washington ise böyle bir durumda Hürmüz Boğazı’nın açık kalması için doğrudan askeri müdahalede bulunabileceğinin sinyallerini veriyor.

İran daha önceki gerilimler dönemlerinde de boğazı stratejik bir pazarlık aracı olarak kullanmış, 2012’de, ABD ve Avrupa yaptırımlarına misilleme olarak kapatma kararını açıklamıştı ancak bunu gerçekleştirmedi.

Arab News’te yer alan analizde ise İran’ın askeri açıdan boğazı tamamen kapatmasının teknik olarak mümkün ancak sürdürülebilir olmadığını belirtiliyor. 1980’lerdeki İran-Irak Savaşı döneminde bile boğaz tamamen kapatılmamış, ABD ve müttefikleri “Bayrak Konvoyu Operasyonu” gibi misyonlarla İran’ı caydırmayı başarmıştı.

Alternatif yollar krizi engelleyemez

Günümüzde Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz üzerinden geçen boru hatları ve BAE’nin Umman Körfezi’ne açılan çıkış alternatifleri gibi stratejik çözümler, Hürmüz üzerindeki bağımlılığı azaltmakla birlikte, kriz anında küresel fiyat şoklarını engellemeye yetmeyebilir.

Saudi Aramco, Körfez’deki Abqaiq’ten Kızıldeniz kıyısındaki Yanbu’ya kadar günde 7 milyon varile kadar taşıyabilen ikiz petrol ve sıvı gaz boru hatları işletiyor. Aramco, 2019’da saldırıya uğradığında bile, müşterilerinin taleplerini karşıladı.

BAE’nin kara petrol sahaları, Hürmüz Boğazı’nın ötesinde Umman Körfezi’ndeki Fujairah limanına günde 1,5 milyon varil taşıyabilen bir boru hattıyla bağlantılı. 

Uzmanlara göre tedariklerdeki aksaklıklar enerji fiyatında ve sigorta ve nakliye gibi ilgili maliyetlerde artışa neden olacak. Bu, ABD’den Japonya’ya kadar dünya çapında enflasyonu ve fiyatları dolaylı olarak etkileyecek. 

Euronews’e konuşan uzmanlara göre Hürmüz Boğazı’nın kapatılması durumunda, bu olay küresel petrol fiyatları üzerinde anında etkili olacak ve dünya genelinde ciddi ekonomik sarsıntılara yol açacak. Üstelik bu durum, İsrail’in İran’a saldırı başlatmasının ardından petrol fiyatlarının zaten yükseldiği bir dönemde yaşanacak. 

Hürmüz Boğazı’nın kapanması Türkiye’yi etkiler mi?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İsrail-İran çatışmasından dolayı Hürmüz Boğazı’nın kapanma ihtimaliyle ilgili, “Biz İran’dan petrol değil doğal gaz alıyoruz, arz güvenliği ile ilgili sorun yok. Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda Türkiye’nin Basra kaynaklı petrol alımında oluşacak eksiklik ikame edilebilir” dedi.

Bakan Bayraktar yaşanan çatışmaların doğal gaza etkisine ilişkin de şunları aktardı:

“Gabar’dan petrol ihtiyacımızın yüzde 8’ini karşılıyoruz. Ama tabi bunlar ikame edilebilir. Burada bize en önemli etki makro anlamda ithalat kalemindeki artış ile olur. 60 dolarlardaki petrol 76 dolara kadar yükseldi. Benzer şekilde doğal gaza yansıması olur. Doğal gaz fiyatı da yukarı gidebilir. Arz güvenliğinde sıkıntı görmüyoruz biz.”

Kaynak: ArabNews, Economic Times, Euronews, Anadolu Ajansı