Hayat meydan okuma ve zorluklarla zenginleşiyor

İyi bir yaşamın sırrı mutlu ve anlamlı bir hayatta mı? Yoksa zorluklara göğüs germek ve meydan okumada mı? Araştırmaya göre bakış açısını değiştiren deneyimler psikolojik zenginliği artırıyor.

Güzel bir hayat yaşamak için sadece iyi imkanlar ve yüksek refah düzeyi yetmiyor. Psikolojik olarak doygun bir hayata ulaşmanın yolu meydan okuma, zorlukları yenme ve yeni deneyimlerden geçiyor.

Bakış açısını değiştiren deneyimler, hem hayatı zenginleştiriyor hem de psikolojik iyi hali yükseltiyor.

Uzun yıllar boyunca bilim insanları ve düşünürler “iyi yaşamı” farklı şekillerde tanımladı. Olumlu duygular, mutluluk ve kişisel tatmine dayalı yaşam biçimi anlamlı bir yaşamın merkezi olarak kabul edildi.

Florida Üniversitesi’nden psikolog Dr. Erin Westgate’in, Chicago Üniversitesi’nden Dr. Shigehiro Oishi işbirliğiyle yürüttüğü ve Trends in Cognitive Sciences dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre  bazı insanlar çeşitliliği, yeniliği ve zor olsa da zihinsel olarak uyarıcı deneyimleri öncelikli görüyor.

“Neden bazı insanlar mutlu ve anlamlı bir yaşama sahip olsalar bile kendilerini tatmin olmamış hissediyorlar?” sorusundan yola çıktıklarını söyleyen Westgate “Eksik olan şeyin psikolojik zenginlik olduğunu bulduk. Sizi zorlayan, bakış açınızı değiştiren ve merakınızı tatmin eden deneyimlerden yoksun olabilirsiniz” ifadelerini kullanıyor.

Mutluluk iyi hissetmeye, anlam ise iyi şeyler yapmaya odaklanırken; zenginlik, derinlemesine düşünmeye ve dünyayı farklı bir şekilde görmeye dayanıyor. 

Westgate ve Oishi’ye göre psikolojik zenginlik, ister dışsal (seyahat etmek ya da yeni zorluklara atılmak gibi), ister içsel (etkileyici bir kitap ya da müzik parçasıyla derinden etkilenmek gibi) olsun; insanın bakış açısını değiştiren, çeşitli deneyimlerle dolu bir yaşam biçimi olarak tanımlanıyor.

“Psikolojik açıdan zengin bir yaşam, harika bir roman okumak ya da insanın içine işleyen bir şarkı duymak kadar basit şeylerle de mümkün olabilir,” şeklinde konuşan Westgate “Mutlaka dramatik olaylar yaşamak gerekmez ama bu tür deneyimler dünyayı görüş biçiminizi değiştirebilir.” diyor.

Mutlu ya da anlamlı deneyimlerin aksine, zengin deneyimler her zaman keyifli ya da belirgin bir amaca sahip olmayabilir. Ama bunlar insanları geliştiren, büyüten ve dünyayı yeni yollarla görmelerini sağlayan deneyimler sunabilir.

“Üniversite buna iyi bir örnek. Her zaman eğlenceli değildir, bazen derin bir anlam duygusu da hissetmezsiniz ama düşünce yapınızı değiştirir. Aynı şey kasırga gibi olaylar için de geçerli. Bunlara ne mutlu ne de anlamlı diyebilirsiniz ama bakış açınızı altüst eder.”

Westgate’in Florida Üniversitesi’ndeki laboratuvarında araştırmacılar, kasırga gibi olaylar karşısında insanların tepkilerini inceledi. Öğrencilerin duygularını ve yaklaşan fırtınalara verdikleri tepkileri takip etti. Sonuçlar, birçok kişinin bu zorlayıcı deneyimleri psikolojik olarak zenginleştirici olarak gördüğünü gösterdi.

“Psikoloji ve felsefede, Aristoteles’e kadar uzanan bir şekilde, iyi oluş genellikle haz (hedonik) ve anlam (eudaimonik) ikiliğiyle ele alındı: Mutluluk ve anlam,” diyen Westgate üçüncü bir yolun mümkün olduğunu söylüyor. Westgate, bu çalışmanın psikologların ve genel kamuoyunun “iyi yaşamak” kavramına bakışını genişleteceğini umuyor.

Kaynak: Phys.org