İç mekanlarda güzel koku oluşturmak için kullanılan ürünlerin zararlı nanoparçacıkları havaya saldığı bunların da solunum sağlığını kötü etkilediği belirtiliyor.
Güzel koku için kullanılan kimyasallar zehir saçıyor

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü, iç mekanda sigara içilmesi ve kimyasal içerikli temizlik ürünleri kullanılması gibi eylemler sonucu ortama yayılan kirleticilerin sağlık üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu kaydetti.
Ağaç ve çiçeklerin yaydığı güzel kokuları evine taşımak isteyen birçok kişi, hava ve yer temizleyicisi, oda kokusu, oda parfümü gibi kimyasallar barındıran ürünlere yöneliyor. ABD’deki Purdue Üniversitesi tarafından yayımlanan çalışmaya göre, doğal kokulara sahip olmayan bu ürünler insan sağlığı açısından riskler içeriyor.
Araştırmacılar, doğal olmayan bu ürünlerin içeriğinde, solunduğunda akciğerlerin derinlerine kadar ulaşabilen çok küçük parçacıklar olduğunu tespit etti. Ortamda güzel koku oluşturmak için kullanılan ürünlerin, insan sağlığını kötü etkileyen zararlı nanoparçacıkları havaya saldığı, bunların ise çok yüksek konsantrasyonlara ulaşarak özellikle solunum sağlığı üzerinde ciddi zararlara yol açabileceği belirlendi.
Farklı bir çalışmada evde gazla pişirme yönteminin tercih edilmesinin de nanoparçacık yaydığı tespit edildi. Sadece 1 kilogram pişirme yakıtı 3 nanometreden küçük 10 katrilyon parçacık yayarken, bu miktar, içten yanmalı motorlu araçlardan yayılan parçacık miktarına denk geliyor.
Scientific Reports dergisinde yayımlanan makaleye göre bir evin konumu, havalandırma sistemi gibi faktörler partikül madde seviyesini etkiliyor ve bu durum iç mekan hava kalitesinde değişimlere neden oluyor.
Bilim insanları, İngiltere’nin Birmingham şehrinde, her birinde 4-5 kişinin yaşadığı, gazla çalışan merkezi ısıtma sistemi, gazla çalışan kombi, ocak ve fırına sahip 3 evdeki kirletici seviyelerini iki hafta takip etti. Bu kapsamda ikisi iç, üçü dış faktörlerle ilgili 5 madde belirlendi. Büyük partiküllerin (PM10), daha küçük partiküllere (PM1, PM2,5) kıyasla daha hızlı çökelme eğiliminde olduğu, küçük partiküllerin ise havada kalma eğiliminin daha uzun sürede gerçekleştiği gözlemlendi.
Konsantrasyonlar, aynı yerleşim alanındaki evler arasında önemli ölçüde farklılık gösterirken, bu durum sadece iç mekan ortamının izlenmesinin bir yerleşim alanındaki konsantrasyonları temsil etme olasılığının düşük olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, 3 evdeki PM2,5 seviyelerinde önemli farklılıklar bulurken, ölçüm yapılan bir evde Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 24 saatlik PM2,5 sınır değeri, 14 günün 9’unda aşıldı.
İç mekan kirleticileri neler?
İç mekan hava kirliliğinin nedenleri ve etkilerine ilişkin konuşan Prof. Dr. Gülen Güllü, havanın içinde insan sağlığı ve ekosisteme zarar verecek düzey ve miktarda bulunan kirleticilerin varlığının hava kirliliği olarak adlandırıldığını söyledi.
İç ve dış ortamda farklı kaynaklardan meydana gelen ve canlılar üzerinde etki oluşturabilecek kirlilikler olduğunu belirten Güllü, bunların arasında kimyasal bileşikler, biyolojik faktörler, küf, mantar, bakteri gibi etkenler olduğunu anlattı.
İç ortam hava kirleticilerinin genellikle kirlenmeye neden olan aktivitelerden kaynakladığını vurgulayan Güllü, sigara dumanı, yemek pişirirken çıkan gazlar ve temizlik yapmak için kullanılan kimyasalların iç ortamda dışarıya kaçamadan birikmesinin iç mekan kirliliğine neden olduğunu bildirdi.
Güllü, “İç ortamda kullandığımız temizleyici maddelerin içinde pek çok organik çözücüler, onların yaydığı emisyonlar var, o yüzden de zararlı. Özellikle çamaşır suyu gibi içinde klorlu bileşiklerin olduğu kirleticilerin iç ortamda çok sağlıklı bir şekilde solunması çok mümkün değil.” diye konuştu.
Kirliliğin iç ortamda birikmesinin önüne geçmek için düzenli havalandırma yapılması gerektiğini ifade eden Güllü, trafiğin yoğun olduğu veya sanayi faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bölgelerde cam açmanın da kirliliğe yol açabileceği uyarısında bulundu.
Kimyasal kirleticilerin uçucu organik bileşik adı altında oda sıcaklığında buharlaşabilen kirleticiler olduğunu, kolonya, boya, temizlik malzemeleri, yapıştırıcılar, cila, vernik, sigara dumanı gibi ürünlerin uçucu organik bileşiklere sahip olduğunu aktaran Güllü, bunların pek çoğunun kanserojen olduğuna dikkati çekti.
Kaynak: Anadolu Ajansı