DNA verileri tehlike altında 

Genetik verileri çözen teknoloji, şimdi siber saldırıların yeni hedefi olabilir.

Modern tıbbın en güçlü araçlarından biri olan “Yeni Nesil DNA Dizileme” (NGS/next-generation DNA sequencing) teknolojisi, kişiye özel ilaçların geliştirilmesini, tarımda verimi artırıcı çalışmaların yapılmasını ve adli tıpta önemli ilerlemeleri mümkün kılarak birçok alanda devrim yarattı. 

Ancak bu işlem sırasında kullanılan cihazlar, yazılımlar ve internet bağlantılı sistemler saldırılara açık hale geliyor. Üstelik birçok DNA verisi halihazırda internet üzerinde erişilebilir durumda. Bu da kötü niyetli kişilerin bu bilgileri izleme, manipülasyon ya da biyolojik deneylerde kullanma ihtimalini artırıyor.

Portsmouth Üniversitesinden Dr. Nasreen Anjum liderliğinde ve İngiltere ile Pakistan’dan farklı üniversitelerin iş birliğinde yürütülen yeni bir çalışmada uzmanlar, bu teknolojinin siber saldırılara açık olduğu konusunda uyarıyor.

IEEE Access dergisinde 17 Mart 2025’te yayımlanan araştırma, genetik verilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi halinde hem bireysel gizliliğin hem de kamu güvenliğinin ciddi şekilde tehlikeye girebileceğini ortaya koydu. 

Çalışmada özellikle; sentetik DNA yoluyla kötü amaçlı yazılım yükleme, yapay zeka ile genetik verilerin manipüle edilmesi, kişisel kimliğin yeniden tespit edilmesiyle mahremiyetin ihlali gibi tehlikelere dikkat çekildi. 

Genetik verinin elimizdeki en kişisel veri türü olduğunu belirten araştırmacılar, eğer sızdırılırsa sonuçlarının sıradan bir veri ihlalinin çok ötesine geçebileceği konusunda uyarıyor. 

Bu alandaki güvenlik açıkları, hem bilimsel çalışmalara hem de toplum sağlığına zarar verebilir. Genetik verilerin güvenliğini sağlamak için bilgisayar mühendisleri, biyoteknoloji uzmanları ve güvenlik profesyonellerinin birlikte çalışması gerekiyor. 

Ekip, bu teknolojinin yalnızca “iyi” amaçlarla kullanılması adına küresel iş birliğinin şart koşulması gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde genetik bilgilerin takip, ayrımcılık ya da biyoterör gibi kötü amaçlar için kullanılabileceğini hatırlattı. 

Uyarı niteliğinde bir çalışma yaptıklarını belirten araştırmacılar, genetik verilerin yalnızca şifreleme ile korunamayacağını vurguladı. Makalede, hassas DNA verilerinin kötü amaçlarla kullanılmasını engellemek için güvenlik stratejilerinin kökten değiştirilmesini öneriyorlar. 

Araştırmacılar genetik verilerin korunması için atılması gereken adımları ise şöyle sıralıyor: Güvenli dizileme protokolleri geliştirmek, verilerin şifreli ortamlarda saklanması, yapay zeka ile olağandışı durumların tespit edilmesi.

Kaynak: IEEE Access