Denizlerdeki sondajın yeni gücü: Kaşif XL

ARMELSAN imzalı yerli su altı robotu Kaşif XL, 4 bin metre derinliğe dalış yapabilen yapısıyla Türkiye’nin açık deniz sondaj kabiliyetine yeni bir boyut kazandırıyor. Yerli üretimiyle dışa bağımlılığı azaltan sistem için dört ülke ile ihracat görüşmeleri sürüyor.

Türkiye’nin Karadeniz’de temelleri atılan açık deniz sondaj hamlesi, yeni rotalarda büyürken bu alandaki yerli teknoloji çözümleri de uluslararası vitrine çıkıyor. İstanbul’da düzenlenen IDEF 2025 Fuarı’nda kamuoyuna tanıtılan ARMELSAN imzalı insansız su altı robotu Kaşif XL, bu teknolojiler arasında öne çıkıyor.

Sondaj gemilerinin su altındaki gözü ve eli olarak görev yapan Kaşif serisinin en yeni üyesi olan XL modeli, sahip olduğu 8 motor ile 250 beygir güç üretebiliyor ve 4 bin metre derinliğe kadar inebiliyor. 

ARMELSAN ROV Proje Yöneticisi Ömer Batuhan Doğru, geliştirilen sistemin modüler yapısıyla müşterilerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilebildiğini, boyutlandırma ve taşıma sistemlerinin talebe göre ayarlandığını belirtiyor. Bunun yanı sıra şirket müşterilerin ihtiyaçları dışında da geliştirmelerine devam ediyor. 

Doğru, her ülkenin jeolojik yapısının ve operasyon şartlarının farklı olduğunu, bu nedenle yalnızca sipariş edilen sistemlerle yetinmediklerini, kendi Ar-Ge çalışmalarını da kesintisiz sürdürdüklerini vurguluyor. 

Türkiye’nin sondaj filosunun geldiği noktanın yanı sıra, bu teknolojilerin yerlileştirilmesinin de stratejik önem taşıdığına dikkat çeken Doğru, Kaşif XL’in ihracat potansiyeline de işaret ediyor. Halihazırda dört ülkeyle görüşmelerin sürdüğünü belirten Doğru, bu sistemlerin yakın zamanda yurt dışında da görev alabileceğini ifade ediyor.

ARMELSAN yetkilileri, Kaşif XL ile birlikte derin deniz sondajlarında hem teknik yetkinlik hem de stratejik bağımsızlık anlamında önemli bir adım atıldığını belirtiyor. Yerli üretim sayesinde dışa bağımlılığı azaltan bu tür teknolojiler, Türkiye’nin enerji arama ve sondaj vizyonunun sahadaki somut göstergeleri arasında yer alıyor. 

Türkiye’nin açık denizlerde sondaj çalışmaları devam ediyor

Türkiye, son yıllarda enerji arz güvenliğini artırmak amacıyla açık deniz sondaj çalışmalarını büyük ölçüde hızlandırdı. Bu kapsamda Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han gibi dört derin deniz sondaj gemisi ile Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis adlı iki sismik araştırma gemisini envanterine kattı. Bu modern filo sayesinde Türkiye, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama faaliyetlerini büyük ölçüde kendi imkânlarıyla yürütebilecek seviyeye ulaştı. Yetkililer, yeni gemilerin katılımıyla Türkiye’nin dünya çapında en büyük 4. deniz enerji sondaj filosuna sahip olduğunu vurguluyor. Bu güçlü filo, açık denizlerdeki zorlu aramalarda dışa bağımlılığı azaltarak enerji arama çalışmalarında stratejik bir avantaj sağlıyor.

Tüm bu adımlar, Türkiye’nin enerji arz güvenliği stratejisinin bir parçası. Türkiye bugüne kadar ihtiyacı olan doğal gazın %99’unu aşan bölümünü ithal etmek zorundaydı. Bu nedenle denizlerde bulunan her bir metreküplük yerli hidrokarbon, dışa bağımlılığın azaltılması ve fiyat dalgalanmalarına karşı korunma açısından kritik önem taşıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, Karadeniz gazı gibi keşiflerin ülkenin hem doğal gazda hem de petrolde dışa bağımlılığını azaltacağını, bunun da milli enerji güvenliği ve ekonomi açısından hayati olduğunu vurguluyor. 

Yerli su altı robotu Kaşif XL gibi teknolojilerin geliştirilmesi ve milli sondaj filosunun güçlenmesi, Türkiye’nin denizlerdeki enerji vizyonunu gerçeğe dönüştürmesinde ve kendi kendine yeterli bir enerji geleceği inşa etmesinde kilit rol oynuyor.

Haber: Yağmur Bayram