Dalgalarla biçimlenen bedenler: Haenyeo kadınları

Haenyeo kadınları, yüzyıllardır süregelen serbest dalış geleneğiyle insan bedeninin çevresel koşullara nasıl uyum sağladığının kanıtı oldu.

Güney Kore’nin Jeju Adası’nda dalış tüpü kullanmadan deniz tabanına dalan Haenyeo kadınları fiziksel dayanıklılıkları ve biyolojik uyumlarıyla bilimsel araştırmaların odağında. Haenyeo kadınları, nesiller boyunca süregelen serbest dalış geleneğiyle insan bedeninin çevresel baskılar karşısında nasıl değişime uğrayabileceğinin canlı bir örneği olarak görülüyor.

Utah Üniversitesi’nden genetikçi Melissa Ilardo ve ekibi tarafından yürütülen araştırma, Haenyeo’ların soğuk sularda uzun süre dalış yapmalarıyla bağlantılı olarak, düşük kan basıncı ve soğuğa dayanıklılıkla ilişkili genetik özellikler taşıdıklarını ortaya koydu.

Yüzlerce yıllık geleneğin izinde

Haenyeo geleneği, modern dalış ekipmanları kullanılmaksızın, yıl boyunca farklı mevsimlerde deniz kulağı, yosun ve kabuklu canlılar gibi deniz ürünlerini toplayarak geçim sağlamaya dayanıyor.

Günümüzde bu geleneği sürdürenlerin çoğu 60 yaşın üzerinde ve yaş ortalaması 70’e yakın. Jeju Adası’nın kültürel ve ekonomik tarihinde önemli bir yer tutan bu yaşam biçimi, teknolojik gelişmeler ve genç neslin ilgisizliği nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Genetik ve fizyolojik bulgular

Araştırmaya, 30’u aktif Haenyeo, 30’u Jeju’dan dalgıç olmayan kadınlar ve 31’i Seul’den gelen toplam 91 kadın katıldı. Katılımcıların DNA örnekleri alındı ve vücutlarının dalışa verdiği tepkiler “simüle dalış” yöntemiyle test edildi. Bu yöntemde, katılımcılar nefeslerini tutarak yüzlerini soğuk su dolu bir kaba daldırdı. Böylece gerçek bir dalış sırasında yaşanan fizyolojik refleksler güvenli bir ortamda ölçüldü.

Jeju’daki katılımcılarda, Seul grubuna göre düşük tansiyonla ilişkilendirilen genetik varyasyonlara dört kat daha fazla rastlandı. Özellikle hamilelik döneminde dahi dalış yapan kadınlar için bu özellik, yüksek tansiyonun yol açabileceği preeklampsi gibi ciddi sağlık sorunlarına karşı koruyucu bir avantaj sağlayabiliyor.

Soğuk suyla kazanılan uyum

Araştırma, Haenyeo’larla Jeju’daki diğer kadınlar arasında doğrudan bir genetik fark olmadığını gösterse de, aktif dalgıçların düşük sıcaklıklara karşı daha yüksek tolerans geliştirmiş olabileceği değerlendirildi. Kış aylarında dahi denize dalabilen bu kadınların, soğuğa karşı daha az hassas olması, vücudun ısıyı koruma becerisiyle açıklanabilecek bir biyolojik uyumun sonucu.

Soğuk toleransı, bir kişinin düşük sıcaklıklarda daha az rahatsızlık hissetmesi ve soğuğa bağlı sağlık sorunlarına karşı daha dirençli olması anlamına geliyor. Haenyeo’larda bu özelliğin gelişmiş olması, dalış faaliyetlerini sürdürebilmelerinde belirleyici bir faktör olarak öne çıkıyor.

Araştırmanın bir diğer dikkat çeken bulgusu ise kalp atış hızlarındaki belirgin yavaşlamaydı. Simüle dalış testlerinde Haenyeo’ların kalp atış hızlarının diğer katılımcılara göre daha düşük olduğu gözlendi.

Bu tepki, nefes tutulduğunda ve yüz soğuk suya temas ettiğinde devreye giren ve vücudun oksijen tüketimini azaltan doğal bir savunma mekanizması olan dalış refleksiyle açıklanıyor. Refleksin Haenyeo’larda daha güçlü olması, uzun yıllara dayanan deneyimle gelişmiş bir fizyolojik uyumu işaret ediyor.

Uzmanlar, bu tür fizyolojik ve genetik adaptasyonların yalnızca Haenyeo topluluğunu anlamakla kalmayıp, aynı zamanda hamilelikte tansiyon bozuklukları, soğuğa bağlı dolaşım sorunları ve inme gibi sağlık sorunlarının anlaşılması açısından da ipuçları sunduğunu belirtiyor.

Jeju Adası’nda inme kaynaklı ölüm oranlarının Güney Kore ortalamasına kıyasla daha düşük olması, bu adaptasyonların toplum sağlığı üzerindeki dolaylı etkilerini de düşündürüyor. Araştırmacılar, Haenyeo’ların sadece kültürel miras taşıyıcıları değil, aynı zamanda insan bedeninin sınırlarını ve uyum potansiyelini gösteren biyolojik örnekler olduğunu vurguluyor.

Kaynak: Cell