Çörek otu yağı kanser hücrelerini yok ediyor

Radyoterapi hem de kemoterapiye çörek otu içindeki timokinon eklendiğinde, kanser hücresinin öldürülmesine etki ediyor.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan araştırmada, çörek otunun etken maddesi timokinonun, kemoterapi ve radyoterapi süreçlerine eklenmesiyle kanser hücrelerini önemli oranda yok ettiği belirlendi.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen ve 6 yıl süren bilimsel çalışmada, çörek otu bitkisinin içeriğinde bulunan timokinon maddesinin akciğer kanseri hücreleri üzerindeki etkisi araştırıldı.

Tıbbi biyokimya, immunoloji, radyasyon onkolojisi ve genetik gibi alanlardan akademisyenlerin katkı sunduğu projede, çörek otunun en etkili bileşeni olan timokinonun kanserli hücrelerde apoptozu (programlı hücre ölümü) tetiklediği tespit edildi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gürbilek ve ekibinin yürüttüğü bilimsel çalışma, Q1 kategorisinde yer alan saygın bir bilimsel dergide yayımlandı.

 “Kanser hücresinin ölüm oranları daha yüksek bulundu”

Prof. Dr. Mehmet Gürbilek yürütülen araştırmanın akciğer kanseri hücreleri üzerinde yoğunlaştığını belirtti.

Çalışmanın temel amacının, çörek otu yağındaki etken madde olan timokinonun kanser tedavisi üzerindeki etkilerini belirlemek olduğunu ifade eden Gürbilek, “Çörek otu yağı, timokinon içeriyor. Timokinonla tedavi süreci gerçekleştirildi. Hem radyoterapi hem de kemoterapiye timokinon eklendiğinde, kanser hücresinin öldürülmesine önemli bir katkı sağlandığını gördük. Timokinon eklenen hem radyoterapi grubunda, hem de kemoterapi grubunda kanser hücresinin ölüm oranları daha yüksek bulundu.” diye konuştu.

“Bilimsel bir kazanım”

Sonuçların hücre kültürü ortamında yapılan testlerle elde edildiğini belirten Gürbilek, şunları kaydetti:

“Gördük ki timokinon, hem tek başına kanser hücrelerini öldürebiliyor hem de mevcut tedavilerin etkinliğini anlamlı şekilde artırabiliyor. Timokinonun modern tedavi yöntemlerine destek olabilecek seviyede etkinliğe sahip olduğunu bilimsel olarak gösterdik. Bundan sonraki hedefimiz, bu maddenin ilaç formuna dönüştürülerek klinik kullanıma sunulması. Altı yıl süresince planlama aşamasından yayın aşamasına kadar büyük bir özveriyle çalıştık. Bu proje, hem üniversitemiz hem de ülkemiz adına önemli bir bilimsel kazanım.”

Kaynak: Anadolu Ajansı