Bakü’deki COP29 İklim Zirvesi’nde, iklim değişikliğiyle mücadele için yıllık 300 milyar dolarlık finansman hedefi belirlendi. Bu karar, hem yetersizlik eleştirileri hem de uygulama zorlukları nedeniyle tartışmalara yol açtı.
Bakü’deki COP29 İklim Zirvesi’nde, iklim değişikliğiyle mücadele için yıllık 300 milyar dolarlık finansman hedefi belirlendi. Bu karar, hem yetersizlik eleştirileri hem de uygulama zorlukları nedeniyle tartışmalara yol açtı.
Birleşmiş Milletler öncülüğünde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen COP29 İklim Zirvesi’nde, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele edebilmesi için yıllık 300 milyar dolarlık finansman sağlanması üzerinde mutabık kalındı.
Bu karar, daha önce 2025 yılına kadar verilmesi taahhüt edilen yıllık 100 milyar dolarlık finansmanın tam üç katına çıkmasını hedefliyor. Öte yandan, önceki hedefin dahi 2022’ye kadar tam anlamıyla gerçekleştirilmemesi, yeni taahhüdün uygulanabilirliği konusunda endişeleri artırıyor.
Zorla gelen anlaşma
Zirvede varılan anlaşma, iki haftayı aşan yoğun müzakerelerin ardından kabul edildi. Birçok ülke finansman hedefini yetersiz buldu. Hindistan delegesi Chandni Raina, anlaşmayı “optik bir illüzyon” olarak nitelendirerek, Hindistan’ın bu belgeyi kabul etmediğini açıkladı. Bu açıklama, zirvenin kapanış oturumunda büyük yankı uyandırdı.
Birleşmiş Milletler İklim Şefi Simon Stiell ise anlaşmayı bir “sigorta poliçesi” olarak tanımladı. Stiell, bu finansman hedefinin temiz enerji dönüşümünü hızlandıracağını ve milyonlarca insanın yaşam koşullarını iyileştirebileceğini belirtti. Bunun gerçekleşmesi için ise tüm ülkelerin taahhütlerini zamanında yerine getirmesi gerektiğine dikkat çekti.
Fosil yakıtlar ve finansman krizi
COP29 anlaşması, fosil yakıtların azaltılması veya yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına dair somut adımlar içermediği için eleştirildi. Özellikle Suudi Arabistan’ın fosil yakıt kullanımını azaltma konusundaki direnç gösterdiği ve bazı ülkelerin bu nedenle toplantılardan ayrıldığı bildirildi.
Zirvede gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki mali sorumluluk tartışmaları da ön plana çıktı. Gelişmiş ülkeler, sanayileşme dönemindeki tarihi sorumluluklarını kabul etmekle birlikte, ekonomik zorlukların taahhütleri yerine getirmelerini güçleştirdiğini ifade etti. Marshall Adaları İklim Elçisi Tina Stege, “İklimden etkilenen ülkelerin acilen ihtiyaç duyduğu fonun küçük bir kısmıyla ayrılıyoruz. Yetersiz, ama en azından bir başlangıç” diyerek hayal kırıklığını dile getirdi.
COP29, küresel iklim finansmanı hedefini önemli ölçüde artırarak bazı umutlar sunsa da, anlaşmanın uygulanabilirliği ve iklim krizine gerçek bir çözüm sağlayıp sağlamayacağı konusunda belirsizlikler devam ediyor. Uzmanlar, daha somut ve sürdürülebilir adımlar atılmadığı sürece bu tür zirvelerin sınırlı etkiler yaratabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Kaynak: Reuters