Çin’den yapay zekada yumuşak güç stratejisi

Çin, gelişmekte olan ülkelere düşük maliyetli ve açık yapay zeka modelleri sunarak küresel etkisini artırmayı hedefliyor. Bunu yaparken de küresel düzeyde bir yumuşak güç kazanımı elde ediyor.

Foreign Affairs’de yayımlanan analize göre, Çin’in yapay zeka stratejisi Batı merkezli hakimiyetin ötesine geçiyor. DeepSeek ve Mooshot AI gibi Çin merkezli şirketler, yalnızca teknolojik rekabetin bir parçası değil aynı zamanda küresel düzeyde yumuşak güç kazanımının araçları olarak da konumlanıyor. 

Ocak 2025’te DeepSeek’in yayımladığı R1 adlı yapay zeka modeli, yalnızca birkaç ayda 100 milyona yakın kullanıcıya ulaştı. Aynı dönemde bu modelin kişiye özel türev sürümleri 2,5 milyon kez indirildi. Bu hızlı yayılma, Çin’in geliştirdiği açık modellerin düşük maliyetli, özelleştirilebilir ve  esnek yapısının dünya genelindeki kullanıcılar için ne denli cazip olduğunu ortaya koyuyor.

Çin’in bu alandaki yükselişi yalnızca teknik başarılarla sınırlı değil. Pekin, açık kaynaklı yapay zeka modellerini özellikle Afrika, Asya, Orta Doğu ve Latin Amerika’da yaygınlaştırarak bu ülkelerde uzun vadeli bir dijital bağımlılık oluşturmayı amaçlıyor. Çin Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de, açık modellerin küresel kamu yararı için paylaşılması gerektiğini sık sık vurguluyor. Bu yaklaşım, Çin’in yapay zeka teknolojisini küresel kalkınma aracı olarak konumlandırmasına imkan tanıyor.

Yapay zekanın dış politika aracı haline gelmesi yeni değil ancak Çin’in bu alandaki hamleleri daha organize ve yaygın. Foreign Affairs analizinde bu durum, Çin’in Dijital İpek Yolu inisiyatifiyle ve Huawei, ZTE, Alibaba gibi şirketlerin yurt dışındaki devasa veri merkezi yatırımlarıyla da bağlantılı olarak ele alınıyor. Bugün Malezya’dan Meksika’ya, Tayland’dan Filipinler’e kadar pek çok ülkede Çin menşeli bulut altyapısı kurulmuş durumda.

Bu gelişmeler, aynı zamanda ABD’nin küresel yapay zeka stratejisini de sorgulatıyor. ABD, Çin’in teknolojiyi askeri amaçlarla kullanma potansiyeli nedeniyle daha çok güvenlik odaklı önlemlere yöneldi. Ancak Foreign Affairs, bu yaklaşımın uzun vadede ABD’nin yumuşak gücünü zayıflatabileceği uyarısında bulunuyor çünkü Çin, sağlık, eğitim ve tarım gibi sivil alanlarda yapay zekanın olumlu etkilerini vurgulayarak gelişmekte olan ülkelerin desteğini kazanıyor.

ABD’li şirketlerin büyük kısmı hala kapalı modeller üzerine çalışıyor. Bu modeller genellikle daha güçlü olsa da pahalı, erişimi sınırlı ve kişiselleştirme imkanı az. Buna karşın Çinli şirketlerin açık modelleri, geliştiricilere daha fazla esneklik sunuyor ve düşük donanım gereksinimiyle daha geniş bir kitleye hitap edebiliyor.

ABD tarafında son dönemde bazı geri dönüşler dikkat çekiyor. OpenAI CEO’su Sam Altman, DeepSeek’in başarısı sonrası şirketin stratejisini sorguladığını açıklamış ve yaz aylarında açık bir model yayımlanacağını duyurmuştu. Google da Gemma adında açık modeller geliştiriyor ancak performans açısından henüz sınırlı. Ayrıca, OpenAI yakın zamanda o3 modelinin fiyatını %80 düşürerek daha fazla geliştiriciye erişim sağlamayı hedefledi.

Çin’in açık model stratejisinin önünde bazı engeller olsa da ABD’nin bu fırsat penceresini değerlendirmesi gerektiği belirtiliyor. Foreign Affairs, ABD yönetiminin açık model ekosistemini desteklemesi ve yapay zeka ihracat kontrollerini günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlaması gerektiğini savunuyor. Aksi halde Çin, düşük maliyetli ama etkili yapay zeka modelleriyle küresel teknoloji altyapısında daha güçlü bir yer edinme potansiyeline sahip.

Çin’in yükselen yapay zeka stratejisi, yalnızca teknolojik değil jeopolitik bir meseleye dönüşmüş durumda. ABD’nin bu meydan okumayı ciddiye alıp, hem inovasyon hem de erişim odaklı bir açık model yaklaşımı geliştirmesi, küresel liderliğini koruması açısından kritik önemde.

Kaynak: Foreign Affairs