Çin, bilimde ABD’yi geride bırakabilir

Çin, bilimsel yükselişini sürdürürken Batılı ülkelerle iş birliğinde büyük bir kopuş yaşanıyor. 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre, 2023 sonunda Çin’in Ar-Ge harcamaları ABD’ye çok yakın. Hatta Çin’in ABD’yi geride bırakmış olabileceği düşünülüyor. Çünkü veriler 2023’e ait ve bu yıl görevine başlayan Donald Trump’ın başkanlığında ABD’de bilimsel araştırma fonlarına yönelik belirsizlikler devam ediyor. 

Araştırma yayınları ve iş birliklerindeki küresel eğilimleri takip eden Nature Index’in 2024 verileri ise, en prestijli bilim ve sağlık dergilerindeki yayın katkılarında ilk 10 kurumun sekizinin Çinli olduğunu ortaya koydu. Bu sıralama, seçkin bilim ve sağlık dergilerindeki yayınlara yapılan katkıları ölçüyor. 

Çin genelinde 100’den fazla araştırma enstitüsünü bünyesinde barındıran Pekin merkezli Çin Bilimler Akademisi listede zirvede bulunuyor. İlk 10’daki Çinli olmayan iki kurum ise, Harvard Üniversitesi ve Almanya’daki Max Planck Topluluğu. Harvard’ın yayın payı düşerken, Max Planck bir önceki sene bulunduğu dördüncü sıradan dokuzuncu sıraya geriledi. Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) ise ilk 10’dan 13. sıraya düştü.

Nature Index ekibi ayrıca yayınları disiplinlere göre de takip ediyor. Bu kategoride ABD, biyoloji ve sağlık bilimlerinde önde. Çin ise kimya, yer – çevre bilimleri ile fizik bilimlerinde lider konumda.

Bilimde kutuplaşma

Veriler, 2020’den bu yana devam eden Çinli ve ABD’li araştırmacılar arasındaki kopuşu simgeliyor. 2020’den bu yana hem ABD hem de Çinli ortak yazarlara sahip araştırma makalelerinin sayısı oldukça keskin bir şekilde düşüş eğiliminde. 

Her ne kadar iki ülke 2024 sonunda bir bilim iş birliği anlaşmasını yeniden imzalamış olsa da, bu anlaşma öncekilere göre daha kısıtlayıcı. 

Ülkeler iş birliğinde politik olduğu kadar coğrafi yakınlığı da tercih edebiliyor. Güney Kore ve Singapur gibi bölgeler Çin ile iş birliğine daha açık yaklaşırken, BRICS ülkeleri (Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya, Güney Afrika tarafından kurulan hükümetler arası bir organizasyon) ve Afrika, Asya, Latin Amerika’daki düşük-orta gelirli ülkeler için bu iş birlikleri öncelikli. 

Buna karşın, Avrupa, özellikle İngiltere, güvenlik endişeleri nedeniyle temkinli davranıyor. Manchester Üniversitesi araştırmacılarının hazırladığı bir rapor, ABD’nin Avrupa ülkeleri için hala tercih edilen ortak olduğunu, Çin ile iş birliklerinin yavaş arttığını ortaya koyuyor. Avrupa, Çin ile araştırma iş birliklerini İran ve Rusya gibi güvenlik tehdidi olarak görme eğiliminde.

Manchester raporu, uluslararası iş birliklerde riskleri azaltmak için ortak standartlar oluşturulmasını, bilgi paylaşımının iyileştirilmesini ve “araştırma güvenliği” gibi kavramlar için net tanımlar getirilmesini öneriyor. 

Çin’in bilimdeki liderliği, fonlama ve yayın hacmiyle açıkça görülüyor. Ancak uzmanlar, şeffaf ve açık bilimin, fon kaynaklarının açıklanması ve hakem değerlendirmesinin tüm ülkeler için faydalı olacağını vurguluyor. Özellikle küresel krizler döneminde, bilimdeki ayrışma yerine iş birliği öne çıkıyor. Açık bilim, ilerlemenin tüm dünyaya yayılmasını sağlayarak geriye gidişi önleyebilir.

Kaynak: Nature