Dünya çapında milyonlarca kişi tarafından benimsenerek büyüyen eğilim, profesyonellerin dünyayı keşfederken uzaktan çalışmalarını sağlayarak geleneksel çalışma normlarını değiştiriyor.
Dünya çapında milyonlarca kişi tarafından benimsenerek büyüyen eğilim, profesyonellerin dünyayı keşfederken uzaktan çalışmalarını sağlayarak geleneksel çalışma normlarını değiştiriyor.
Dijital teknolojilerin yükselişi, iş ve seyahat arasındaki çizgileri bulanıklaştırarak, uzaktan çalışma esnekliğine sahip profesyonellerin kariyerlerini sürdürürken dünyayı keşfedebilecekleri yeni bir dönem yarattı.
Son yıllarda küresel bir trend olan dijital göçebelik, insanların dünyanın çeşitli yerlerinde çalışmasını sağlayarak geleneksel çalışma normlarını yeniden şekillendiriyor.
Kovid-19 pandemisinin neden olduğu belirsizlik, birçok insanı yaşam tarzlarını yeniden düşünmeye zorladı.
Özellikle Y kuşağı ve Z kuşağı gibi genç nesiller üzerindeki ekonomik baskılar, katı, geleneksel çalışma ve yaşam tarzı kavramlarından uzaklaşarak daha uyarlanabilir bir yaşama doğru bir kaymaya neden oldu.
Bu dönüşümün ortasında, genellikle “seyahat ederken çalışmak” olarak kavramsallaştırılan dijital göçebelik öne çıktı. Uzaktan çalışma, birçok profesyonel için bir avantaj haline geldi.
50’den fazla ülke, genellikle 12 aya kadar kalışlara izin veren dijital göçebeler için özel vizeler sunarak büyüyen eğilime yanıt verdi.
Veri raporlama ve analitik çözümleri sağlayıcısı Demand Sage’den bir rapor, dünya çapında 35 milyondan fazla kişi tarafından benimsenen dijital göçebeliğin teknolojik inovasyonun zirvesini, değişen toplumsal değerleri ve girişimci ruhu yansıttığını söylüyor.
Dijital göçebeler kim?
Dijital göçebeler; serbest dijital göçebeler; dijital gebe işletme sahipleri; maaşlı dijital göçebeler; deneysel dijital göçebeler ve koltuk dijital göbeler olmak üzere beşe ayrılıyor.
Grafik tasarım, yazılım geliştirme, dijital pazarlama ve metin yazarlığı gibi alanlar dijital göçebeler arasında en popülerleri.
Amerikalı bir dijital göçebe olan Ariana Nicole, İspanya ve Meksika’ya yaptığı ilk seyahatleri ev gibi hissettiren bir yer arayışı olarak tanımlıyor. Üç yıl önce yolculuğu başlamasından bu yana, Nicole’un pasaportu artık onlarca fazla ülkeden pul taşıyor.
Yaklaşık 15 ülkede yaşayan Nicole, kalbinin Kolombiya’ya ait olduğunu söylüyor. Karar verme süreci kendiliğinden olsa da, İspanyolca’ya olan ilgisi ve diğer gezginlerden gelen tavsiyeler tarafından yönlendiriliyor.
Dijital göçebelik çekici unsurlarını korusa da sürekli seyahatin cazibesi zorlukları da beraberinde getiriyor. Nicole, birçok dijital göçebe gibi, istikrar ve rutin özlemi duygusu olan “seyahat tükenmişliği” yaşıyor. Pandemi sırasında dijital göçebelik yükselirken, Nicole bu eğilimin o zamandan beri yavaşladığını belirtiyor.
İş ve seyahati birleştirmek mümkün ama zor
Rusya’da bir finansal teknoloji girişimi için uzaktan çalışan ve 2020’de eşiyle birlikte Gürcistan’a taşınan Papel Popov, dijital göçebe yaşam tarzını tamamen benimsedi.
Popov, dijital göçebeliğin iş ve seyahati dengelemesine nasıl izin verdiğini vurgulayarak, üretkenlik için güvenilir bir internet bağlantısının önemini vurguluyor.
ABD’li dijital göçebe olan Jess Parvin ve Sergio Sala ise, serbest çalışmanın onlara işini sürdürürken seyahat etme özgürlüğü verdiğini söylüyor.
10 yıllık deneyime sahip bir web tasarımcısı olan Sala, 50’den fazla ülkeye seyahat etti ve dünyanın dört bir yanındaki dijital göçebe topluluklarında bulundu.
Dijital göçebelik esneklik sunarken, aynı zamanda yalnızlık ve dil engelleri gibi zorluklar da çıkarıyor. Tayland ve Meksika gibi ülkelerde yaşamış olan Sala, vize süreçlerinde gezinmenin ve yeni yerlerde konaklama zorluğunu vurguluyor.
Sala gibi dijital göçebeler, dijital göçebe kariyerine başlamadan önce istikrarlı bir çevrimiçi gelir elde etme tavsiyesinde bulunuyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı