Bir araştırma projesi, bipolar bozukluğun ve majör depresyonun beyindeki izlerini haritalayarak, hastalığın daha doğru tanı ve tedavisi için adımlar atmayı hedefliyor.
Bir araştırma projesi, bipolar bozukluğun ve majör depresyonun beyindeki izlerini haritalayarak, hastalığın daha doğru tanı ve tedavisi için adımlar atmayı hedefliyor.
Bipolar bozukluğun beyindeki izlerini haritalamayı amaçlayan yeni bir küresel çalışma hastalığın daha iyi anlaşılmasını hedefliyor. Bipolar bozukluk ve majör depresyon, dünya çapında en yıkıcı ruhsal sağlık sorunları arasında yer alıyor. Bu çalışmada, beyinle ilgili yapısal değişiklikler keşfedilerek daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi amaçlanıyor.
USC Mark ve Mary Stevens Nörogörüntüleme ve Bilişim Enstitüsü (Stevens INI) tarafından yürütülen çalışma, bipolar bozukluğu (BD) olan bireylerin beyinlerinde yapısal değişiklikleri inceleyecek. Bipolar bozukluk, en yüksek intihar girişimi oranlarına sahip kronik bir ruhsal hastalık ve henüz tanı veya tedavi rehberliği sunan biyolojik araçlar bulunmuyor. Bu çalışma, araştırmacıların bu hastalık hakkındaki anlayışlarını dönüştürmeyi ve daha etkili tedaviler geliştirmeyi amaçlıyor.
USC Keck Tıp Fakültesi’ne bağlı Stevens INI’de araştırma nörolojisi yardımcı profesörü olan Christopher R.K. Ching, dünyanın dört bir yanından psikiyatri araştırmacılarından oluşan bir ağın liderliğini yapacak. NIH tarafından finanse edilen proje, Enhancing Neuro Imaging Genetics through Meta-Analysis (ENIGMA) Konsorsiyumu’nun Bipolar Bozukluk Çalışma Grubu (ENIGMA-BD) tarafından destekleniyor. 2012’den bu yana ENIGMA-BD, 230’dan fazla araştırmacı ile küresel işbirlikleri kurarak BD ve beyin üzerine yapılan en kapsamlı çalışmalara imza attı.
Ching, “Mevcut beyin görüntüleme ve klinik veri örneklerini birleştirerek, BD’nin beyindeki izlerini haritalamayı ve bu imzaları, benzer risk faktörleri, semptomlar ve tedavi yöntemleri paylaşan majör depresif bozukluk (MDD) gibi diğer durumlarla karşılaştırmayı hedefliyoruz,” diyor.
Ekip, “voxel tabanlı morfometri” (VBM) adı verilen büyük ölçekli bir analiz yaklaşımını kullanacak. Bu teknik, tüm beyin boyunca ince yapısal değişiklikleri haritalamayı mümkün kılıyor. Diğer nörogörüntüleme yöntemlerinden farklı olarak, VBM yöntemi, duygu ve ödül işleme merkezlerinde görülen değişiklikleri hassas şekilde haritalarken, önceden göz ardı edilen beyin bölgelerini de inceleyebilme imkanı sağlıyor. Örneğin, yıllarca sadece motor kontrolle ilişkilendirilen serebellumun (beyincik), son araştırmalarla bilişsel süreçlerde de önemli bir rol oynadığı ve ruhsal hastalıklarda anormal işleyebileceği bir bölge olduğu ortaya kondu.
Kempton ve ekibi, ENIGMA VBM aracıyla erken yaşta psikoz üzerine yaptıkları kapsamlı görüntüleme çalışmasında gri madde hacminde yaygın azalmalar bulmuştu. Kempton, “Bu metodolojiyi kullanmak, büyük bir örneklemde beyin yapısındaki değişiklikleri ayrıntılı bir şekilde haritalamamıza olanak tanıyacak,” diyor.
Projenin bir diğer önemli özelliği, ENIGMA-BD aracılığıyla elde edilen örneklem büyüklükleri. Bu çalışma, 45 uluslararası araştırma merkezinden 3 bin 500 BD’li birey ve 9 bin sağlıklı bireyin verisini toplayacak. Çoğu geleneksel çalışma, 100’den az katılımcıyı içeriyor. Mevcut veri kümelerinin birleştirilmesi ve örneklem büyüklüklerinin artırılması, beyin değişikliklerini tespit etme ve bulguların genellenebilirliğini artırma açısından önemli bir avantaj sağlayabilir.
ENIGMA Konsorsiyumu’nun direktörü Paul M. Thompson USC Keck Tıp Fakültesi’ne verdiği demeçte, “Bu, ENIGMA Konsorsiyumu için heyecan verici bir yeni aşama. Dr. Ching, dünyanın en büyük verilerini analiz ederek bipolar bozuklukla ilişkili beyin devrelerini keşfedecek ve yaygın olarak reçete edilen ilaçların beyin üzerindeki etkilerini inceleyecek,” ifadelerini kullandı.
Projenin temel amacı kapsamında 45 araştırma merkezinden alınan 3 bin 500 BD’li birey ve 9 bin sağlıklı bireyin beyin taramaları analiz edilecek. BD klinik alt tipleri, hastalık şiddeti, tedavi etkileri, eşlik eden hastalıklar ve sosyodemografik faktörlerle ilişkili ayrıntılı desenler tespit edilecek. Projenin bir diğer ayağında ise BD ve majör depresyon arasındaki benzerlikler ve farklar, 133 topluluktan alınan 22 bin 500 katılımcının verisiyle incelenecek. Bu, biyolojik olarak yönlendirilen tanıları iyileştirmeye ve her hasta için en uygun tedaviye karar vermeye yardımcı olacak.
Stevens INI Direktörü Arthur W. Toga USC Keck Tıp Fakültesi’ne verdiği demeçte, “USC INI, beyin haritalama alanında öncüdür ve küresel işbirliği ve veri paylaşımı konusundaki uzmanlığımız, bizi bu tür büyük ölçekli projelerde lider kılmaktadır. Bu proje, ruhsal hastalıkların tanı ve tedavi yöntemlerini devrim niteliğinde dönüştürmeye yönelik önemli bir adımı işaret ediyor ve dünya çapında milyonlarca insan ve aile için umut vaad ediyor,” sözlerini kaydetti.
Kaynak: USC Keck