Beyin vazgeçmez, sebep arar

Zihinsel yorgunluk sadece motivasyonu değil, karar alma süreçlerini de yeniden şekillendiriyor. Beyin, çaba göstermekten değil, o çabanın değerinden vazgeçiyor.

Gün içinde hissettiğimiz bilişsel yorgunluk, yalnızca bitkinliğe yol açmıyor; aynı zamanda kararlarımızı da etkiliyor. The Journal of Neuroscience dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, zihinsel olarak yorulan bireyler, daha yüksek ödüller vaat eden zor görevlerden kaçınma eğilimi gösteriyor. Beyin, çabanın ödüle değip değmeyeceğini yeniden hesaplayarak daha az efor gerektiren seçeneklere yöneliyor.

ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, 28 katılımcı hem zihinsel olarak yoruldukları hem de dinlenmiş oldukları anlarda karar verme görevleri sırasında fMRI cihazıyla görüntülendi. Katılımcılara, bilişsel çaba gerektiren görevler karşılığında belirli parasal ödüller teklif edildi. Yorgunluk arttıkça, katılımcılar daha kolay ama daha az ödül getiren görevleri tercih etmeye başladı.

Zor görev mi, kolay ödül mü?

Deneyde kullanılan görev, “n-back” adı verilen bir kısa süreli hafıza testine dayanıyor. Bu testte katılımcılardan, sırayla gösterilen harflerden belirli sayıda öncekiyle aynı olup olmadığını belirlemeleri isteniyor. “n” seviyesi yükseldikçe, görev daha çok zihinsel efor gerektiriyor. Her zorluk seviyesine bir renk atanarak, katılımcıların bilişsel yükü sayılarla değil, renklerle tanıması sağlandı. Bu da karar verirken daha içgüdüsel tepkiler geliştirmelerini kolaylaştırdı.

Katılımcılar, her denemede ya kolay bir görev karşılığında sabit 1 dolar ya da daha zorlu bir görev için daha yüksek bir ödül arasında seçim yaptı. Yorgunluk ilerledikçe, katılımcıların yüksek çaba gerektiren ama daha çok kazandıran seçenekleri reddetme oranı belirgin şekilde arttı.

Beynin yorgunlukla değişen tercih ağı

fMRI görüntüleme aynı zamanda zihinsel yorgunlukla birlikte karar verme süreçlerinde hangi beyin bölgelerinin devreye girdiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, karar anlarında dört ana bölgenin belirgin şekilde aktifleştiğini tespit etti. Bunlardan ilki olan sağ ön insula (rIns), beynin vücuttan gelen içsel sinyalleri yani yorgunluk, açlık veya rahatsızlık gibi duyumları algılamasını sağlayan bölge olarak biliniyor. Bu bölge, kişinin mevcut fiziksel ve zihinsel durumunu değerlendirerek ne kadar efor harcamaya hazır olduğuna dair sinyaller üretiyor.

İkinci önemli bölge olan dorsolateral prefrontal korteks (dlPFC) ise planlama, dikkat, zihinsel esneklik ve çalışma belleği gibi bilişsel işlevleri yürütüyor. Zihinsel çaba gerektiren görevlerde beyin kaynaklarının yönetimini sağlayan bu bölge, yorgunluk arttıkça görev performansını sürdürmeye çalışıyor..

Üçüncü bölge olan dorsal anterior singulat korteks (dACC), karar verme sırasında çatışmaları tespit ediyor, hataları izliyor ve hangi seçeneğin daha değerli olduğuna dair sinyalleri değerlendiriyor. Yani beyin, zor ama ödüllü görev ile kolay ama düşük getirili görev arasında seçim yaparken bu bölgeyi aktif şekilde kullanıyor.

Son olarak, ventromedial prefrontal korteks (vmPFC), bir seçeneğin genel değerini ve ödül beklentisini hesaplıyor. Bu bölgenin daha çok değer ile ilgili olduğu belirtiliyor. Yani yapılan çabanın karşılığında ne alınacağını değerlendiriyor.

Araştırma özellikle rIns bölgesinin, bilişsel yorgunluk durumunda görevlerin değerini değerlendirme biçimini değiştirdiğini gösterdi. Yorgunluk seviyesi arttıkça, bu bölgeden gelen sinyaller “bu görev gerçekten zahmete değer mi?” sorusuna daha temkinli yanıtlar veriyor.

Kişi, yorgunluğu hissettikçe beyni daha az efor isteyen seçeneklere yönelme eğiliminde oluyor. Bu da gösteriyor ki beyin çaba harcamaktan doğrudan kaçınmak yerine, çabanın karşılığını yeniden değerlendirerek karar veriyor.

İlginç bir şekilde, yorgunluk ilerledikçe rIns ile dlPFC arasındaki sinyallerin bağlantısı da arttı. Kişi zihinsel olarak yoruldukça, beynin çaba hesaplayan bölgesi (rIns), zihinsel yükü yöneten bölgeyle (dlPFC) daha sıkı bir iş birliği kuruyor. Bu da, “Gerçekten yoruldum mu?” sorusuna beynin verdiği cevabın, kararlarımızı doğrudan etkilediğini gösteriyor.

Yorgunluğu herkes aynı hissetmiyor

Araştırmada, bilişsel yorgunluğun beyin sinyalleriyle her zaman doğru orantılı olmadığı fark edildi. dlPFC bölgesinde yorgunluk arttıkça aktivite artması beklenirken bazı katılımcılarda bu artış sınırlı kaldı.

Bu bireyler, beynin çaba-yorgunluk ilişkisini doğru kalibre edemediği kişilerdi ve daha fazla yorgunluk bildirdiler. Bazı insanlar, beynin kaynaklarını yeniden ayarlayamadığı için aynı çaba daha yorucu geliyor.

Beyin çabadan değil, çabanın mantığından vazgeçiyor

Araştırma ekibine göre, beynin çabadan tamamen kaçınmadığını, aksine yorgunlukla birlikte çabanın değerini yeniden değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Yani zihinsel yorgunluk durumunda bile, beyin “bu zahmete değer mi?” sorusunu aktif şekilde sormaya devam ediyor.

Bu nörobiyolojik mekanizmalar yalnızca sağlıklı bireylerin günlük davranışlarını anlamamıza değil, aynı zamanda depresyon, tükenmişlik sendromu ve dikkat eksikliği gibi klinik durumları daha iyi açıklamaya yardımcı olabilir. Araştırmacılar, bu tür mekanizmaların gelecekte çaba yönetimi ve motivasyon artırıcı tedaviler için temel oluşturabileceğini belirtiyor.

Kaynak: PubMed Central