Rusya’nın artan tehdidine karşı Avrupa’nın güvenliği ve savunma stratejisi yeniden şekilleniyor.
Rusya’nın artan tehdidine karşı Avrupa’nın güvenliği ve savunma stratejisi yeniden şekilleniyor.
Washington merkezli The Hill’in haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Batı’ya karşı yürüttüğü savaşın merkezi şu an Ukrayna. Eğer Rusya, savaş alanında ya da müzakere masasında zafer kazanırsa Avrupa’nın doğusundaki kırmızı çizgi daha da zayıflayacak.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa, Rus tehdidine karşı korunmak için ya NATO’nun askeri gücüne ya da Washington’un nükleer şemsiyesine güveniyordu ancak The Hill’in analizine göre bu seçenekler artık tehdit altında. ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa’nın savunmasını öncelikli bir stratejik mesele olarak görmediğini açıkça belirtiyor.
Avrupa’nın bu yeni gerçekliğe uyanmaya başladığına dair işaretler var. Polonya Başbakanı Donald Tusk, Londra’da 2 Mart’ta düzenlenen Ukrayna konulu acil zirve öncesinde dikkat çekici bir çıkış yaparak, “500 milyon Avrupalının, 300 milyon Amerikalıdan kendilerini 140 milyon Rus’a karşı korumasını istemesi bir paradoks” dedi ve Avrupa’nın kıtanın güvenliği konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.
Trump yönetimi ise NATO üyesi ülkelerin savunma harcamalarını GSYH’nin yüzde 5’ine çıkarmasını talep ediyor. Trump, Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy ile Beyaz Saray’da yaşadığı gerginliğin ardından Ukrayna’ya yapılan askeri yardımları askıya aldı. Dahası, ABD istihbarat paylaşımını da durdurdu. Avrupa’nın güvenliği için kritik olan bu desteğin kesilmesi, kıtanın geleceğini ciddi şekilde tehlikeye atıyor.
The Hill, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in duyurduğu “Avrupa’yı Yeniden Silahlandır” (ReArm Europe) planının daha da önem kazandığını dile getiriyor. 800 milyar avroluk bu planın büyük bölümü, AB ülkelerinin savunma harcamalarını GSYH’nin yüzde 3’üne çıkarmasıyla finanse edilecek. Geri kalan 150 milyar avro ise AB tarafından sağlanacak kredi garantilerinden oluşuyor.
Ancak bu planın dört yıla yayılması, Ukrayna’nın bugünkü ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli değil. Avrupa’nın güvenliği şu anda Kursk’ta, Rusya sınırında ve Ukrayna’nın doğusundaki 600 millik cephe hattında şekilleniyor.
Rusya’nın savaş ekonomisi ve Avrupa’nın ikilemi
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IISS) Askeri Denge Raporu’na göre Rusya, tam anlamıyla bir savaş ekonomisine geçmiş durumda. Rusya, GSYH’sinin yüzde 6,7’sine denk gelen 146 milyar dolarlık bir savunma bütçesine sahip. Avrupa’nın toplam savunma harcaması ise 457 milyar dolar seviyesinde. Ancak satın alma gücü paritesi göz önüne alındığında, Rusya’nın harcamalarının Avrupa’yı geçtiği görülüyor.
Üstelik Avrupa, Rusya’yı dolaylı olarak finanse etmeye devam ediyor. 2022’den bu yana Avrupa Birliği Ukrayna’ya 118 milyar avro, Birleşik Krallık ise yaklaşık 8 milyar avro destek sağladı ancak aynı dönemde Avrupa, Rusya’dan toplam 206 milyar avro değerinde petrol ve doğal gaz satın aldı.
Yani Avrupa, Ukrayna’ya verdiği desteğin neredeyse iki katını Rus enerji kaynaklarına harcadı.Bu durum, bir yandan Ukrayna’nın direncini zayıflatırken diğer yandan da Rusya’nın savaş kaynaklarını besliyor.
Kaynak: The Hill