And Dağları’nda 3 bin yıllık psikedelik ritüel

Arkeolog ve antropologlar, And Dağları’nda milattan önce 3 bine dayanan psikoaktif bitkilerin kullanıldığına dair izler keşfetti.

Peru’nun And Dağları’nda, Chavín de Huántar antik alanında yapılan kazılarda, yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait psikoaktif bitkilerin ritüel amaçlarla kullanıldığına dair ilk doğrudan kimyasal kanıtlar bulundu. Araştırmaya dair sonuçlar 5 Mayıs 2025’te PNAS dergisinde yayınlandı. Bu buluş, Andes (And Dağları) bölgesinde psikoaktif maddelerin insanlık tarihindeki en eski kullanımına işaret ediyor ve aynı zamanda bu maddelerin sadece toplumun elit kesimi tarafından kullanıldığını ortaya koyuyor.

Çalışmanın lideri arkeolog John Rick (Stanford University)

Araştırma, Stanford Üniversitesinden arkeolog John Rick liderliğindeki bir bilim ekibi tarafından yürütüldü. Ekip, Chavín de Huántar’daki kazılarda bulunan 23 aracı inceledi ve bunların üzerinde yapılan kimyasal analizler sonucu, psikoaktif bitkilerin kullanıldığına dair doğrudan kanıtlara ulaştı. Ayrıca, araştırmalara Florida Üniversitesinden antropolojik arkeolog Daniel Contreras da katkıda bulunmuş ve bu keşiflerin, Chavín de Huántar’daki ritüel faaliyetler ve sosyal yapılar hakkında önemli bilgiler sunduğunu belirtmiştir.

Chavín de Huántar, MÖ 1.200 ile 400 yılları arasında, Orta ve Geç Formatif Dönem’de önemli bir kültürel ve dini merkezdi. Bugüne kadar, bu dönemde yapılan ritüel faaliyetlerin psikoaktif bitkilerle ilişkili olduğu varsayılıyordu, ancak bu iddiaları doğrulayan somut kanıtlar eksikti. Yeni kazılarda, özellikle kemik tüpleri gibi psikoaktif bitkilerin tüketimiyle bağlantılı araçlar bulundu. Yapılan kimyasal analizler, bu tüplerin içinde tütün ve vilca adlı hallüsinojenik bitkilerin izlerini ortaya koydu.

Vilca bitkisi, DMT (dimetiltriptamin) ile ilgili bir halüsinojen içeriyor ve tütünle birlikte ritüel amaçlarla kullanıldığı düşünülüyor. Bu maddeler, psikolojik ve mistik deneyimler yaratmak için kullanılmış olabilir. Araştırmalar, bu bitkilerin nasıl tüketildiğini de gösteriyor. Kemik tüplerin iç yüzeylerinde, bitkilerin kurutulup toz haline getirilerek, bu maddelerin buharlarının solunduğunu belirten ısınma izleri bulundu.

Ayrıcalıklı bir kesime hitap ediyordu

Kazı sırasında bulunan araçlar, yalnızca belirli bir gruba ait özel alanlarda yer alıyordu. Bu odalar, çok sınırlı sayıda kişinin girebileceği kadar küçüktü ve ritüel amaçlarla kullanılan çeşitli seramik ve diğer ritüel objeler içeriyordu. Bu durum, psikoaktif maddelerin kullanımının sıradan halktan ziyade, toplumsal olarak seçkin bir grup tarafından gerçekleştirildiğini gösteriyor. 

Chavín de Huántar’daki bu ritüel uygulamalar, bölgedeki sosyal ve politik yapıların gelişiminde önemli bir rol oynamış olabilir. Araştırmacılar, psikoaktif maddelerin, toplumdaki sosyal hiyerarşinin pekiştirilmesinde ve egemen sınıfların güçlerini sürdürmelerinde kritik bir araç olarak kullanıldığını düşünüyorlar. Bu ritüellerin, insanların doğaüstü güçlere olan inançlarını güçlendirdiği ve hiyerarşik yapıları meşrulaştırdığı düşünülüyor.

Chavín de Huántar, yalnızca dini ve ritüel merkezi olmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal yapıların nasıl evrildiğini anlamamız için önemli bir örnek teşkil ediyor. Kazılar, bu büyük ve etkileyici yapının, daha eşitlikçi bir toplumdan daha katı hiyerarşilere sahip sistemlere geçişi simgeliyor olabilir. Psikoaktif bitkilerin kullanımının, toplumsal yapıyı dönüştüren ve güçlendiren ritüel faaliyetlerin ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyor.

Bu keşif, psikoaktif maddelerin yalnızca Chavín de Huántar’da değil, bölgedeki diğer antik toplumlarda da ritüel ve kültürel anlam taşıdığını ve erken And medeniyetlerinde karmaşık sosyal yapıları desteklemek için kullanıldığını ortaya koyuyor. Böylece, pre-Hispanik Peru’da psikoaktif bitkilerin rolüne dair yeni bir anlayış geliştirilmiş oluyor.

Kaynak: PNAS