Uydu projelerindeki artış ve uzay çöpleri, Alçak Dünya Yörüngesi’nin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Uzmanlar, bu durumun risklerini önlemek için uluslararası iş birliği ve acil önlem çağrısında bulunuyor.
Son yıllarda uzaya fırlatılan uydu sayısındaki dramatik artış ve yörüngedeki uzay çöpü miktarının giderek büyümesi, Alçak Dünya Yörüngesi’nin (LEO) sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Uzmanlar, bu sorunun çözümü için uluslararası işbirliğinin zorunlu olduğunu ve kapsamlı bir uzay trafik yönetimi sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Zaman daralıyor ve çözüm üretmek için hemen harekete geçilmesi gerekiyor.
Uydu ve uzay çöpü krizi
Dünya’nın çevresindeki yörüngeler giderek daha kalabalık hale geliyor. ABD merkezli Slingshot Aerospace’in verilerine göre, LEO’da 14 binin üzerinde uydu bulunuyor. Bu uyduların yaklaşık 3 bin 500’ü işlevsiz durumda ve yalnızca enkaz oluşturuyor. Ayrıca, 120 milyon parça uzay çöpü yörüngeyi tehdit ediyor. Bu parçaların büyük bir kısmı çok küçük olduğu için takip edilemiyor ancak çarpışma riski yaratmaya devam ediyor.
Uzay trafiği ile ilgili veri paylaşımı ve koordinasyon eksikliği, bu riski daha da artırıyor. Özellikle güvenlik endişeleri ve ticari sırların korunması, ülkeler ve şirketler arasında işbirliğini zorlaştırıyor. BM Dış Uzay İşleri Ofisi Direktörü Aarti Holla-Maini, bu konuda şunları söylüyor: “Uzay trafiği koordinasyonu konusunda kaybedecek zamanımız yok. Uzaya bu kadar çok nesne fırlatılırken, uzay güvenliğini sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız ve bu da çarpışmaları önlemek için ister kamu ister özel olsun operatörler arasında bilgi paylaşımını kolaylaştırmak anlamına geliyor.”
Uzayın taşıma kapasitesi sınırda
LEO’daki taşıma kapasitesi, hızla dolan yörüngeler nedeniyle sınırlarına ulaşmış durumda. Ağustos 2024’te Çin’e ait bir roketin patlaması ve 2021 yılında Rusya’nın bir uydusunu füze ile vurması sonucu ortaya çıkan enkaz, binlerce yeni uzay çöpü oluşturdu. Bu tür olaylar, yörüngedeki çöp miktarını daha da artırarak Kessler Sendromu adı verilen, yörüngenin tamamen kullanılamaz hale gelmesi senaryosuna zemin hazırlıyor.
Ticari ve askeri yarış tehlikeyi artırıyor
Yörüngedeki yoğunluğun bir diğer sebebi de ticari mega takımyıldız projeleri. SpaceX’in Starlink projesi, şu anda yörüngede 6 bin 764 uydu ile en büyük ticari uydu ağına sahip. Ayrıca, Amazon’un Kuiper projesi ve Çin’in Thousand Sails ile Guowang projelerinin, LEO’yu daha da kalabalık hale getirmesi bekleniyor. Örneğin, Çin’in Thousand Sails projesi, tek başına 15 bin uydu yerleştirmeyi hedefliyor.
Bu ticari girişimlere, askeri amaçlarla geliştirilen uydular da ekleniyor. ABD, Çin ve Rusya gibi ülkeler, LEO’yu yalnızca ticari değil, stratejik bir alan olarak da kullanıyor. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkeler için uzaya erişimde adaletsizlikleri beraberinde getiriyor.
Çözüm önerileri havacılıktan ilham alıyor
MITRE ve diğer araştırma kuruluşları, alçak dünya yörüngesindeki trafik yoğunluğunu ve çarpışma riskini yönetmek için havacılık sektöründen ilham alan bir sistem öneriyor. Havacılıkta hava sahası, trafik yoğunluğuna ve risk durumuna göre farklı sınıflara ayrılıyor. Örneğin, yoğun hava trafiği olan bölgelerde daha sıkı güvenlik ve iletişim kuralları uygulanıyor. Daha sakin bölgelerde ise kurallar daha esnek tutuluyor. Benzer bir sistemin uzay için de hayata geçirilebileceği düşünülüyor.
Bu öneriye göre, alçak dünya yörüngesi (LEO) belirli yükseklik aralıklarına bölünerek “LEO Sınıfları” oluşturulabilir. Örneğin, 700-900 kilometre arası gibi uydu yoğunluğunun yüksek olduğu bölgeler, daha sıkı güvenlik standartlarına tabi tutulabilir. Buna karşın, 1000 kilometrenin üzerindeki daha sakin yörüngelerde kurallar daha esnek olabilir. Böylece, uydu operatörleri kendi ihtiyaçlarına ve teknolojik kapasitelerine uygun bir yörünge seçebilir.
Bu tür bir sistemin, uzaydaki trafiği daha iyi düzenleyerek hem teknolojik gelişmeleri destekleyebilecek hem de çarpışma risklerini düşürebilecek bir etki yaratabileceği düşünülüyor.
Zaman daralıyor
Uzay, bilimsel keşifler ve teknolojik ilerlemeler için önem arz ediyor ancak bu potansiyelin korunabilmesi için uluslararası iş birliği şart. Daha sıkı düzenlemeler, ortak veri tabanları ve uydu operatörleri arasında etkili iş birliği olmadan uzayın geleceği risk altında.
BM Uzay Politikaları Direktörü Aarti Holla-Maini, kritik bir uyarıda bulunuyor. Holla-Maini, “En önemli zorluklar hız – çünkü fikir birliği oluşturmak zaman alıyor – ve güven,” dedi. “Bazı ülkeler diğerleriyle iletişim kuramıyor ama BM bu süreci kolaylaştırabilir. Hız en büyük düşmanımız ama başka alternatifimiz yok. Bu yapılmalı.”
Uzayın insanlık için bir fırsat alanı olmaktan çıkıp kontrolsüz bir enkaz bölgesine dönüşmemesi için uluslararası toplumun en kısa sürede adım atması gerekiyor. Aksi halde, uzay trafiği ve çöpleri yalnızca bilimsel keşifler için değil, günlük hayatımızda kullandığımız iletişim ve
navigasyon sistemleri için de büyük bir tehdit haline gelebilir.
Kaynak: Reuters, MITRA Corporation, ESA