Yapılan bir araştırma siyasi davranışın yoğunluğuyla bağlantılı bir beyin devresini ortaya çıkardı. Bu devre, siyasi tercihi değil tercihin ne kadar yoğun yaşandığını etkiliyor.
Yapılan bir araştırma siyasi davranışın yoğunluğuyla bağlantılı bir beyin devresini ortaya çıkardı. Bu devre, siyasi tercihi değil tercihin ne kadar yoğun yaşandığını etkiliyor.
Çeşitli ruh sağlığı bozuklukları teşhisi konan kişiler, zaman zaman şiddet içeren protestolar, sivil itaatsizlik ya da saldırgan siyasi söylemler gibi yoğun siyasi davranışlarda bulunabilirler. Şimdiye kadar, siyasi davranış ile beyin arasındaki ilişki nadiren incelendi. Çünkü bu bağlantı, ruh sağlığı bozukluklarının anlaşılması açısından merkezi bir unsur olarak görülmüyordu.
Harvard Tıp Fakültesi, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, siyasi davranışların sinirsel temellerini araştıran bir çalışma gerçekleştirdi. Brain dergisinde yayımlanan bulgular, bireylerin siyasi katılım düzeyleriyle ilişkili bir beyin devresinin varlığını ortaya koyuyor. Bu ilişki, kişinin siyasi ideolojisinden ya da parti bağlılığından bağımsız olarak geçerli.
Makalenin birinci yazarı Shan H. Siddiqi, Phys.org’a verdiği demeçte “Bu makale, insanlara nasıl daha iyi bir araya gelebileceklerini ve birlikte gelişebileceklerini öğrenmeye odaklanan, Stanford’dan Stephanie Balters ile yürüttüğümüz ortak bir çalışmayla başladı. Daha önce, bir beyin devresine zarar verilmesinin belirli bir davranışa yol açtığını gösterdiğimizde, aynı devreye yapılan tedavi amaçlı uyarıların o davranışı azaltabileceğini de ortaya koymuştuk. Bu ilkeyi genişleterek, insanları bir araya getiren ya da birbirinden uzaklaştıran davranışlarla ilişkili beyin devrelerini araştırmaya koyulduk.” dedi.
Phys.org’da yer alan habere göre Siddiqi, Balters ve çalışma arkadaşları, yürüttükleri son araştırma kapsamında Northwestern Üniversitesi’nden Jordan Grafman ile yakın işbirliği içinde çalıştı. Beynin belirli bölgelerinde hasar oluşmuş bireylerden davranışsal ve sinirsel veriler toplamış olan Grafman, insanların siyasi davranışlarını incelemeyi önerdi.
“Bir nöropsikiyatrist olarak, hastalarıma genellikle siyasi davranışlarıyla ilgili sorular sormam,” diyen Siddiqi “Ancak bu, nöropsikiyatrik bozukluklarda ortaya çıkabilecek önemli bir değişim olabilir. Eğer siyasi davranışları etkileyen bir beyin hedefi bulabilirsek, bu davranışların artmasını ya da azalmasını nasıl sağlayabileceğimizi de bulabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Geleneksel olarak, araştırmacılar belirli bir beyin bölgesindeki hasarın sürekli olarak belirli bir semptomla ilişkili olduğunu tespit ettiklerinde, bu iki durumun nedensel olarak bağlantılı olduğu sonucuna varıyorlardı. Ancak yoğun siyasi katılım gibi daha karmaşık davranışlar söz konusu olduğunda, bu tür davranışlarla ilişkili beyin hasarı örüntüleri hemen fark edilmiyordu.
“Bu nedenle, uzun yıllar boyunca araştırma alanı, beyin lezyonlarının (hasarlı bölgelerin) konumları ile siyasi davranış arasında güçlü bir ilişki bulunmadığı varsayımını benimsedi,” diyen Siddiqi kullandıkları yöntemi şöyle açıklıyor:
“Biz ise lezyon ağ haritalama (lesion network mapping) adı verilen daha yeni bir teknik kullandık. Bu yöntem, insan beyninin bölgeleri arasındaki bağlantıları gösteren büyük ölçekli bir harita olan insan konektomuna dayanıyor. Konektom, beynin işlevsel ve yapısal bağlantılarını bir ağ gibi gösteriyor. Bu sayede, beynin farklı bölgelerinde bulunan ancak aynı sinirsel devreyi etkileyen lezyonları birbirine bağlayabiliyoruz.”
Bu deneysel yöntemleri kullanarak, araştırmacılar siyasi davranışa katkıda bulunan ve tekrarlanabilir nitelikte bir beyin devresini ortaya çıkardı. Bu devrenin, kişilerin siyasi görüşlerini (örneğin liberal ya da muhafazakâr olmalarını) etkilemekten çok, siyasi davranışlarının yoğunluğunu düzenlediği tespit edildi.
“Siyasi ideoloji ve parti bağlantısı, tanımlanabilir herhangi bir beyin hasarı modeliyle değişmedi. Ancak parti bağlılığınız ne olursa olsun, belirli beyin hasarı kalıpları önceden sahip olduğunuz bu görüşü ifade etme olasılığınızı artırabilir ya da azaltabilir. Bu da şu fikri ortaya koyuyor: Siyasi tercihlerinizi çevrenizden öğreniyor olabilirsiniz; ancak bu tercihleri ne kadar yoğun yaşadığınız, belirli beyin devrelerine kodlanmış olabilir.”
Siddiqi ve çalışma arkadaşlarının son çalışması, yakın zamanda keşfettikleri beyin devresini ve bunun siyasi davranışlarla ilişkisini inceleyen yeni araştırmalara ilham verebilir. Gelecekte, bu çabalar, agresif ve sorunlu siyasi eylemlerin sinirsel temellerine ışık tutabilir ve bu davranışlara müdahalelerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Kaynak: Phys.org