3I/ATLAS 3 ayda 3 kez renk değiştirdi

Güneş sisteminin dışından gelen yaklaşık 7 milyar yıllık yıldızlararası cisim “3I/ATLAS” gözlemlere göre ilk olarak kırmızı, sonra yeşil ve en son mavi renginde göründü.

Temmuz 2025’te keşfedilen 3I/ATLAS, Güneş sisteminin dışından gelen üçüncü yıldızlararası nesne olarak tanımlanıyor. Yaklaşık 7 milyar yıl önce başka bir yıldız sisteminden kopup uzaya savrulduğu düşünülen gök cismi, Güneş’e yaklaşırken yalnızca birkaç ay içinde üç farklı renge büründü. 

İlk gözlemlerde kırmızı tonlarda görülen 3I/ATLAS, Ağustos ayına doğru yeşilimsi bir hale dönüştü. Güneş’e en yakın konumuna (perihelion) ulaştığı 29 Ekim 2025 civarında gök cismi mavi renkte gözlemlendi. Araştırmalara göre bu renk değişimleri, cismin yüzeyinde ısıya bağlı olarak aktif hale gelen farklı gazların salınmasından kaynaklanıyor.

SOHO, STEREO-A ve GOES-19 gibi uzay teleskoplarından elde edilen veriler, 3I/ATLAS’ın Güneş’e yaklaşırken beklenenden çok daha ani bir parlaklık artışı gösterdiğini ortaya koydu. 

Normalde kuyruklu yıldızlar, yüzeylerindeki buz tabakaları ısındıkça yavaşça buharlaşır; parlaklık da kademeli artar. Ancak 3I/ATLAS’ta bu süreç ani bir gaz salımıyla gerçekleşti.

Mavi parıltının, karbon ve benzeri moleküllerin aşırı ısınarak güçlü bir fotolüminesans (ışıma) oluşturmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Fotolüminesans, bir maddenin foton soğurduktan sonra yeniden yayması anlamına geliyor ve bu tür bir olay Güneş sistemi kökenli kuyruklu yıldızlarda oldukça nadir görülüyor.

Analizler, cismin kimyasal bileşiminin alışılmış kuyruklu yıldızlardan oldukça farklı olduğunu gösteriyor. Araştırmacılara göre 3I/ATLAS, yüksek oranda karbondioksit ve uçucu buzlar içeriyor. Bu da, güneş ısısıyla birlikte yüzeyde kriyomagma türü ani gaz boşalmalarına veya yıldızlararası toz tabakalarının çözülmesine neden olmuş olabilir.

Kriyomagma, klasik magmadan farklı olarak kayalardan değil; donmuş su, karbondioksit, metan ve amonyak gibi uçucu maddelerden oluşuyor. Güneş’e yaklaşan buzlu gök cisimlerinde bu bileşenler ısındığında, yüzey altında birikir ve basınç artışıyla birlikte tıpkı bir volkan gibi patlayarak uzaya gaz fışkırtır.

Bilim insanları, parlaklaşmanın ardındaki mekanizmaları anlamak için hipotezler üzerinde çalışıyor. Güneşe yaklaştığında iç basıncın artmasıyla oluşan yüzey patlamaları, yıldızlararası toz tabakalarının çözülmesi veya kriyomagma benzeri gaz boşalım süreçleri bunlardan bazıları. Ancak kesin sonuç için 3I/ATLAS Güneş’ten uzaklaştıktan sonra yapılacak yer tabanlı gözlemler bekleniyor.

Gözlemler, yıldızlararası cisimlerin yalnızca pasif buz ve toz kütleleri olmadığını, aksine karmaşık kimyasal ve termodinamik süreçlerle evrildiklerini gösteriyor. 3I/ATLAS, yıldızlararası maddenin ilk kez dinamik biçimde gözlemlenmesine olanak tanıyarak, Güneş sistemi dışındaki gezegen sistemlerinin kimyasal evrimi hakkında yeni bilgiler sağlayabilir. 

Kaynak: arXiv